Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Adet döngüsü, üreme çağındaki kadınlarda ayda bir kanama gerçekleşmesi ile yenilenen biyolojik bir döngüdür. Kadın vücudu her ay bir tane yumurta hücresi üretir ve rahim iç tabakasını hamilelik için hazırlar.
Döllenmenin gerçekleşmemesi halinde adet kanaması gerçekleşir, döllenmeyen yumurta hücresi ile rahim iç tabakaları vajinal kanama yoluyla dışarı atılır.
Bu süreç tamamen hormonal dengenin denetiminde ilerlediğinden, hormon düzeylerinin kandaki değişimi ile birlikte adet kanaması öncesinde kadında gerginlik, sinirlilik gibi durumları içeren premenstrual sendrom yaşanabilir.
Ortalama bir adet döngüsü 28 gün sürer. Fakat döngünün süresi her kadında farklı olduğundan 25-35 gün aralığındaki adet döngüleri normal ve sağlıklı kabul edilir. Döngü süresindeki birkaç günlük değişiklikler genellikle normal kabul edilir.
Fakat 25 günün altındaki adet döngüsü sık adet görmeyi, döngünün 35 günün üzerine çıkması ise adet gecikmesini ifade eder. Kadınların başına sıklıkla gelen bir durum olduğundan ve her zaman bir hastalığa bağlı olarak görülmediğinden yılda iki defaya kadar normal kabul edilir.
Bunun dışında sürekli olarak adet gecikmesi sorunu yaşayan kadınlar ise mutlaka bir jinekoloji uzmanına başvurmalı ve detaylı muayeneden geçmelidir.
Adet gecikmesi, doğurganlık dönemindeki kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen bir sorundur. Mevsim değişiklikleri, geçirilen hastalıklar, kullanılan ilaçlar, stres ve çevresel birçok etken adet gecikmesine neden olabilir.
Bu nedenle kadınlarda yılda 2 kez adet gecikmesinin yaşanması normal olarak değerlendirilmektedir. Fakat adet gecikmesinin sürekli olarak tekrarlaması genellikle jinekolojik bir hastalığı veya hormonal düzeni etkileyen herhangi bir sağlık sorununu işaret eder. Adet (regl) gecikmesine yol açabilecek birçok sağlık sorunu mevcuttur.
Kadınlarda menstrual siklusun düzenli şekilde devam etmesi için beyinde hipotalamus adlı bölgeden hipofiz bezine bir uyarı yapılır ve FSH ve LH adlı iki hormon üretilerek kana geçirilir.
Hipofiz bezinde üretilen bu hormonlar yumurtalıklarda folikül gelişimini uyarır ve yumurtlamanın gerçekleştirilmesini sağlar.
Yumurtalıklarda gelişen foliküller östrojen ve progesteron hormanlarını üretir, bu hormonlar ise rahim iç tabakasının gebeliğe hazır hale gelecek şekilde kalınlaşmasını sağlar.
Yumurtlamanın gerçekleşmesinin ardından gebelik oluşmamış ise yumurtalıklardaki corpus luteum adlı sarı cisimden progesteron hormonu salgısı durdurulur ve bu hormonun düzeyindeki ani düşüş adet kanamasını başlatır.
Rahim iç tabakasındaki dökülmeyle başlayan kanama ile birlikte vücut yeni bir menstrual döngüsüne başlar. Bu mekanizma içerisinde yer alan herhangi bir hormon, salgı bezi veya organa ilişkin bozukluk adet gecikmesine yol açabilir.
Kadınlarda ilk adet döngüsü genellikle 12-13 yaşlarında başlar. Ergenlikle birlikte başlayan adet kanamaları başlangıçta düzenli olmayabilir.
Bir süre sonra herhangi bir sağlık problemi bulunmayan genç kızlarda adet kanamaları düzene girer. 45-50 yaşlarından sonra adet kanamaları zamanla düzensizleşir ve bir süre sonra tamamen kesilir.
Doğurganlığın son bulduğu bu dönem menopoz olarak adlandırılır. Bu iki durumun haricinde düzenli olarak adet gören kadınlarda yılda iki kezden fazla adet gecikmesi söz konusu ise detaylı bir sağlık muayenesi yapılarak sorunun nedeni tespit edilmelidir.
Tüp bebek yaptıran hastalarımızın hikayelerini izlemek için tıklayın.
Cinsel birliktelikte bulunan doğurganlık çağındaki kadınlarda adet gecikmesinin en önemli nedeni hamileliktir. Adet gecikmesi aynı zamanda hamileliğin ilk ve en önemli belirtisi olarak kabul edilir.
Gebelik planlayan kadınlarda adet kanamasındaki gecikmenin hamileliği işaret ediyor olma olasılığı daha da yükselir. Normal şartlarda adet kanamasında 7 güne kadar bir gecikmenin bulunması normal olarak kabul edilir.
Gecikmenin 7 günden uzun sürmesi halinde ise aktif cinsel yaşantısı olan kadınlarda öncelikle hamilelik testi yapılmalıdır.
Gebelik testi için eczanelerde kolaylıkla bulunabilen ve ev ortamında yapılabilen idrar testleri tercih edilebilir. Bu testler tamamen idrardaki Beta-HCG hormonu düzeylerini ölçerek gebe olup olmadığınız hakkında bilgi verir.
Küçük de olsa bir yanılma payı bulunduğundan daha kesin sonuç veren kan testlerinin tercih edilmesinde yarar vardır. Gebelik testi sonucu pozitif olan kadınlar hamilelik takibi için doktorlarına başvurmalıdır.
Gebelik testi sonucu negatif ise adet gecikmesine herhangi bir sağlık sorununun neden olup olmadığının araştırılması için jinekolojik muayene yaptırılmasında fayda vardır.
Adet gecikmesi yaşayan kadınların merak ettiği konulardan bir tanesi de gebelik testinin ne zaman yapılması gerektiğidir. Adet döngüsü düzenli olmayan kadınlarda cinsel ilişkinin üzerinden 21 gün geçmesinin ardından gebelik testi gerçekleştirilebilir.
Bunun haricinde adetin 7 güne kadar gecikmesi normal kabul edildiğinden döngünün 35 güne ulaşması ve halen kanamanın başlamamış olması durumunda da hamilelik testi yapılabilir.
Aktif cinsel yaşamı olmayan veya gebelik testi negatif olarak sonuçlanmış olan kadınlarda adet gecikmesinin nedeni hamilelik değildir. Bu durumda gecikmenin nedenine yönelik ileri araştırmalar yapılmalıdır.
Yılda iki defaya kadar olan gecikmelerde genellikle stres, mevsim değişimi, iş değişikliği, ortam değişikliği, yeni bir ilaca başlamış olma gibi nedenler rol oynar. Bunların dışında adet gecikmesinde rol oynayabilecek bazı sağlık sorunları şunlardır:
Yukarıdaki durumlar adet gecikmesine neden olabilecek sağlık sorunlarından bazıları olup adet gecikmesi yaşayan kadınlarda bunlardan herhangi birinin söz konusu olabilme ihtimaline karşı, detaylı bir jinekolojik muayenenin yapılmasında fayda vardır.
Adet kanamasının yaklaşması ile birlikte kadınlarda birtakım belirtiler görülebilir. Bunlar arasında göğüslerde şişkinlik, hassasiyet, duygu durumu değişiklikleri, sinirlilik hali, lekelenme şeklinde kanama, karın ve bel bölgesinde kramplar gibi semptomlar yer alır.
Bunlardan bazıları hamilelik belirtileri arasında da yer alır. Adet belirtileri ile hamilelik belirtileri arasındaki en temel fark ise karın ağrısıdır.
Adet belirtisi olan karın ağrısı daha şiddetli ve karnın alt bölgesinde veya belde hissedilirken hamilelikte midenin alt kısmındaki kramplar şeklinde görülebilir.
Mide bulantısı, adet öncesinde çok nadir olarak görülür ve hamilelikte çok daha yaygındır. Adet öncesi dönemde ortaya çıkan belirtiler hormon seviyelerinin değişimine bağlı olarak ortaya çıkar.
Adet kanamasının başlaması ile birlikte bu belirtiler hafifler ve son bulur. “Adet olamıyorum çok sinirliyim, adet olamıyorum hamile de değilim” gibi yakınmaları olan kadınlarda eğer bir önceki adetin ilk gününün üzerinden 35 gün geçmişse bir jinekoloji uzmanına başvurmak gerekir.
Yapılacak sağlık kontrolleri sonucunda adet gecikmesine neden olan faktörler belirlenebilir. Pek çok nedeni olabilse de regl (adet) kanamasındaki gecikmenin her zaman bir nedeni olmak zorunda değildir.
Bu nedenle bu sorunu yaşayan kadınların yersiz endişelere kapılmak yerine bir sağlık kuruluşuna başvurmaları en doğru seçenek olacaktır.
Eğer siz de adet gecikmesi sorunu yaşıyorsanız ve “adet olamıyorum neden” diye merak ediyorsanız bir kadın hastalıkları uzmanına muayene olmanızda fayda vardır.
Yapılacak muayeneler sonucunda menstrual döngüdeki aksaklıklara neden olan bir hastalığınız söz konusu ise erken dönemde teşhis edilmesini sağlayarak tedavinize bir an önce başlayabilirsiniz. Randevu talepleriniz ve tüm sorularınız için 444 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
Aklınıza takılan tüm sorularınız için Umut Ol Umut Bul Facebook grubumuza üye olabilirsiniz.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.
510 thoughts on “Adet Olamıyorum Ne Yapmalıyım?”
Önceki 1 … 39 40 41 42 43 Sonraki