Kabakulak, virüslere bağlı gerçekleşen bulaşıcı bir enfeksiyondur. Hastalık çocukluk çağında aşılanma ile önlenebilir. Aşının kullanımına başlanmadan önceki eski dönemlerde hastalığın en fazla görüldüğü grup 5 – 9 yaş arası çocuklardı.
Ancak günümüzde sağlık bakanlığı, KKK aşısı olarak bilinen kızamık, kızamıkçık ile birlikte kabakulak aşısına, çocukluk dönemi aşı takviminde yer vermiştir.
Anneden bebeğe geçen antikorlar 6 – 9 ay için bebekte koruyucu etki yapar. Aşı takvimine göre çocuk 1 yaşına geldiğinde aşı yapılır, ardından çocuk eğitim hayatının birinci senesindeyken hatırlatıcı aşı olarak bir kez daha uygulanır. Aynı zamanda daha önce aşılanmamış, hastalığı geçirmemiş, 1 yaşından büyük çocuk, adölesan ve genç erişkinlerin de aşılanması gerekir.
Kabakulak Nedir?
Mumps virüsü olarak da bilinen kabakulak virüsü, paramiksovirüs ailesinden bir RNA virüsüdür. Kabakulak virüsü oldukça bulaşıcıdır. Yakın temas, hasta kişiden çıkan sekresyonlardaki damlacıklarının solunumla alınması veya virüsle kontamine çevresel etmenlerden hastalığın bulaşması gerçekleşir.
Soğuğa karşı çok dayanıklıdır. Bulaştırıcılık, hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasından 1-2 gün önce başlayıp, semptomların ortaya çıkışından 9 gün sonrasına kadar sürebilir.
Virüsün hastalık belirtilerine yol açması için önce vücutta çoğalması gerekir. Bu nedenle virüse yakalanan kişide klinik belirtiler hemen ortaya çıkmaz. Bu süreç kuluçka dönemi olarak adlandırılır ve yaklaşık olarak 16-18 gün sürer.
Kabakulak tükürük bezlerinin iltihaplanmasına yol açar. Tükürük bezleri şiş ve ağrılıdır. Çiğneme ve yutma esnasında ağrı belirginleşir. Bu duruma ek olarak ateş, baş ağrısı, halsizlik ve iştah kaybı gibi ek belirtiler oluşabilir.
Kabakulak Tükürük Bezleri Dışında Vücutta Başka Nereyi Tutar?
Kabakulak virüsünün tükürük bezi dışındaki tutulumları özellikle yetişkin hastalarda görülür ve komplikasyonlar olarak adlandılır.
- Pankreası tutarak pankreatit yapabilir.
- Beyin tutulumuna bağlı ensafalit görülebilir.
- Beyin ve omuriliği saran zarların iltihaplanması sonucu menenjit oluşabilir.
- Kulağın etkilenmesine bağlı olarak sağırlık yapabilir.
- Ergenliğe girmiş erkeklerde testislerin inflamasyonuna bağlı olarak orşit tablosu ortaya çıkar. Bu tablo ilerlerse testislerin boyutunda küçülme meydana gelebilir.
- Kadınlarda yumurtalıkların tutulumuna bağlı olarak ooforit tablosu ve meme dokusunun tutulmasıyla mastit tablosu oluşabilir.
Kabakulak hastalığı her iki cinste eşit oranda görülmesine rağmen, komplikasyonlar erkeklerde daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Kabakulak Erkeklerde Kısırlığa Yol Açar mı?
Erkek üreme sisteminde birçok organ ve bez dokusu görev alır. Üreme hücresi olan sperm testislerde üretilir. Üreme fonksiyonunu kazanmak üzere epididimis olarak adlandırılan bezde bir süre depolanır ve hareketliliğini sürdürmesi için prostattan meni olarak adlandırılan sıvının salgılanması gerekir.
Kabakulak enfeksiyonu sonrasında erkeklerde orşit olarak adlandırılan testislerin tutulumu görülebilir. Aynı zamanda epididimisin inflamasyonu olan epididimite de üreme sistemine ait diğer bir komplikasyon olarak karşılaşılır.
Orşit tek testiste veya iki testisin de tutulumu şeklinde olabilir. Orşitlerin nedeni genellikle korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşan bakteriyel hastalıklardır.
Epidimis bezi ve testislerin kabakulak nedeniyle tutulumu hastalığa yakalanan erişkin erkeklerin %15 -30’unda görülmesine rağmen ergenlik öncesi bireylerde çok nadirdir.
Orşit, tükürük bezlerinin tutulumu sonrası 4-8 gün içerisinde başlar. Etkilenen testiste, şişlik, ısı artışı ve hassasiyet ortaya çıkar. Kabakulak nedeniyle testislerin de tutulduğu hastaların yarısından azında hastalığın uzun sürmesi halinde testis boyutunda küçülme ve sperm sayısında azalma görülür.
Epididimis tutulumunu gösteren bulgular ise daha genel belirtilerdir. Ateş, kusma, baş ağrısı ve halsizlik bu belirtilere örnek olara verilebilir.
Testis tulumunun erkek üreme sistemi üzerinde kısırlığa yol açabileceği toplumda bir endişe kaynağı haline gelmiştir ancak iki taraflı testis tutulumlarında bile kişide kısırlığın ortaya çıkması çok nadirdir. Aynı zamanda kabakulak hastalığının testis kanseri gelişme riskini arttırdığı yönünde hiçbir kanıt mevcut değildir.
Kabakulak Kadınlarda Kısırlığa Yol Açar mı?
Kadın üreme hücresi olan yumurtaların üretildiği yer olan over yani yumurtalıkların inflamasyonu ooforit olarak adlandırılır. Ooforit genellikle bakteriyel etkenler nedeniyle oluşmuş kronik pelvik hastalıkların bir sonucu olmak ile birlikte kabakulak hastalığında da görülebilir.
Ergenlik döneminden sonra kabakulağa yakalanan kadınların %5’inde rastlanılır. Ooforitte, karnın alt bölgesi ve kasıklarda ağrı, ateş ve kusma belirtileri mevcuttur.
Belirtiler altta yatan kabakulağın iyileşmesi ile geçer. Kadınlarda kabakulak enfeksiyonu sonrası kısırlık oluşumu ve erken menopoz ihtimali olsa da çok nadir olarak görülür.
Erken gebelik dönemlerinde kabakulağa yakalanan hamilelerde spontan düşükler görülebilir. Hamileliğin ilk 3 ayında olan kadınların kendilerini virüse yakalanmaktan korumaları bu durumun önlenmesi için önem arz eder.
Anne adayı eğer hamileliğin ilk 3 ayında virüs ile karşılaşırsa düşük riskinin haricinde bebekte bir takım kardiyolojik sorunlar oluşabilir. Normal kalp kası hücreleri yerine fibröz yani sert ve elastik yapılar geçer.
Esnek lifler kalpte yoğunlaşarak kompakt bir doku meydana getirebilir. Endokardial fibroelastoz olarak adlandırılan bu durum ile kabakulak virüsü arasında bir bağlantı mevcut olsa da hamilelik esnasında kabakulak hastalığı genellikle iyi huylu bir seyir gösterir.
Kabakulak Teşhisi Nasıl Konulur?
Kabakulak teşhisi klinik bulgular, hastanın şikayetleri ve muayene bulgularının ışığında kan testleri ile konur. Laboratuvar çalışmaları ile kanda virüse ait genetik materyallerin varlığı ve vücudun virüse karşı ürettiği antikorlar araştırılır.
Hastalığa yakalanan bir kişide, bağışıklık sisteminin kabakulak virüsüne karşı oluşturduğu immunoglobulin m (IgM) olarak adlandırılan antikorlar, yapılan testler sonucunda pozitif olarak bulunur. Komplikasyon olarak pankreatit gelişen hastalarda, serum amilaz yüksekliği IgM pozitifliğine eşlik eder.
Kabakulak Hastalığının Tedavisi Var mıdır?
Kabakulak için özel bir tedavi yöntemi yoktur. Viral bir hastalık olması nedeniyle antibiyotikler etkisizdir. Tedavisi olmamasına rağmen hastalığa yakalanan yetişkin ve çocukların büyük bir kısmı herhangi bir komplikasyon ortaya çıkmadan hastalıktan birkaç hafta içerisinde kurtulur. İstirahat etmek en iyi tedavidir.
Ateş düşürücü ve ağrı kesiciler doktor kontrolünde gerekli durumlarda kullanılabilir. Hastalık sürecinde ortaya çıkan şikayetlerin azaltılması amacıyla bir takım uygulanabilir öneriler vardır:
- Boğaz ağrısı için tuzlu gargara
- Şişlikler üzerinde sıcak ve/veya soğuk uygulamalar
- Bol sıvı tüketimi
- Ekşi, baharatlı ve acı gıdalara ek olarak çikolata tükürük salgısını arttırıcı yönde etki yapar ve mevcut olan şişlik ve ağrının kötüleşmesine neden olacağı için tüketilmemesi
- Yumuşak gıdalar ile dengeli beslenme
Kabakulaktan Korunma Yöntemleri Nelerdir?
Kabakulak hastalığı her mevsimde görülmesine rağmen özellikle kış sonu ve ilkbahar başında daha sık izlenir. Kabakulak hastalığından korunma için en etkin yöntem aşılanma olup %95’in üzerinde koruma sağlar.
Kabakulak aşısı canlı aşı olduğu için gebeler ve bağışık sistemi baskılanmış kişilerde uygulanmamalıdır. Kabakulak aşısı kızamık ve kızamıkçık ile birlikte kombinasyon şeklinde uygulanır.
Hastalığın geçirilmesi halinde kişi geri kalan hayatı boyunca kabakulak enfeksiyonuna karşı bağışıklık kazanır. Bulaştırıcılığın önlenmesi ve hastalığın diğer kişileri de etkilemesini engellemek adına izolasyon önem arz eder.
Henüz yorum yapılmamış