Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
LH (Luteinizan Hormon ya da Luteinleştirici Hormon) beyinde yerleşik hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur. Hipofiz bezinden LH’nın yanı sıra FSH (Folikül Stimülan Hormon), TSH (Tiroid Stimülan Hormon), GH (Growth Hormon – Büyüme Hormonu), Prolaktin gibi başka birçok vücut fonksiyonlarını, seksüel fonksiyonları ve üreme fonksiyonlarını düzenleyici hormonlar salgılanır.
İnsanlarda üreme fonksiyonu bir döngü içerisinde salgılanan hormonların etkisiyle gerçekleşir. Bu döngünün bileşenleri beynin hipotalamus denilen bölgesi, kafa tabanında yerleşik bir bez olan hipofizin ön bölümü, kadınlarda yumurtalık ve erkeklerde de testislerdir.
Hipotalamustan salgılanan GnRH (Gonadotropin Releasing Hormon) hipofiz bezine etki ederek FSH ve LH salgılanmasına sebep olur. LH ve FSH da son durak organları olan testis ve yumurtalıklara ulaşarak görevlerini yerine getirir.
LH hormonu hem erkeklerde hem de kadınlarda cinsel fonksiyonlarda ve üremede görev alan bir hormondur. Erkeklerde testislerden testosteron salınımı sağlar. Erkek cinsiyet karakterlerinin oluşması ve normal cinsel fonksiyonlar için testosteron etkisiyle gerçekleştiği için erkeklerde de LH çok önemli bir rol oynar. LH kadınlarda zamanı geldiğinde yumurtalıkları uyararak yumurtanın çatlamasını sağlar.
Eğer yumurta çatlamazsa döllenme ve dolayısıyla da gebelik gerçekleşemez. Buna ek olarak LH yumurtalıklardan östrojen ve progesteron hormonlarının salınımını da düzenler ki bu hormonlar kadınlarda gebeliğin sağlanması ve de idame ettirilmesinde önemli bir rol oynar.
LH normal değeri, kadınlarda menstruasyon (adet) dönemindeki farklı zamanlara, erkeklerde ise yaşa bağlı olarak değişiklik gösterir. Hormonun değerindeki herhangi bir anormalliğe karar verebilmek için bu faktörlerin bilinmesi gerekmektedir. Ayrıca hormon değerleri referans değerlerinin farklı hastanelerde ve farklı laboratuvarlarda değişkenlik gösterebileceğini de akılda tutmak gerekmektedir.
Ortalama referans değerleri erkeklerde puberte (ergenlik) öncesi 1 IU/L altında seyrederken, erişkin erkeklerde 1-9 IU/L olarak ölçülür. Kadınlarda puberte öncesi 1IU/L’nin altındayken, adet görmeye başladıktan sonra foliküler fazda 1-18 IU/L, siklüs ortasında 20-80 IU/L ve luteal fazda 0.5-18 IU/L düzeyinde normal olarak tanımlanır. Menopoz sonrası kadınlarda LH değeri 12-55 IU/L arasında görülebilir.
LH testi LH hormonunun kandaki ya da idrardaki düzeyinin ölçülmesidir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda yaşanan üreme bozukluklarında ve kısırlık tedavisinde diğer hormonlarla birlikte doktorunuz tarafından istenebilir. Kan değerlerinin ölçülmesi için bir hastanede ya da laboratuvarda kan ölçümü yapılmalıdır.
İdrarda LH hormon testi ise ovulasyon testi olarak adlandırılır. Özellikle gebe kalmak isteyen kadınlar tarafından çok basitçe evde de yapılabilecek bu test kadınlarda menstrüel siklüsün ortalarında ani LH yükselmesini saptamak için uygulanır.
Normal yumurtlama oluyorsa LH düzeyinde ani bir yükselme saptanır. İdrarda ölçülebilen bu yükselme, yumurtlamanın gerçekleştiği en uygun zamanı, dolayısıyla gebelik oluşması için cinsel birleşmenin en uygun zamanını göstermesi açısından sıklıkla kullanılmaktadır.
Bu hormonun kandaki değerleri genellikle Kadın Doğum ya da Endokrinoloji muayenesinin bir parçası olarak değerlendirilir. Çocuklarda puberte gelişimi bozukluklarında, erken ya da geç ergenlik sebeplerinin araştırılması sırasında muhakkak ölçülmesi gerekir. Erişkinlerde de adet bozuklukları, infertilite sebeplerinin araştırılmasında muhakkak ölçülmesi gereken hormonlardan biridir.
LH yüksekliği bir çok hastalığın habercisi olabilir. Bunlardan en sıklıkla görüleni böbrekte ve yumurtalıklarda kistlerle seyreden ve infertiliteye sebep olan Polikistik Over Sendromu’dur. Hipofiz bezi tümörlerinde nadiren de olsa LH artışı saptanabilir. Turner Sendromu gibi genetik hastalıklarda ya da kanser tedavisinde radyoterapi ya da kemoterapi görmüş hastalarda da artmış LH düzeyi yükselebilir.
Kadınlarda yumurtalıkların alınmasından sonra LH düzey artışı görülebilir. Erkeklerde ise yumurtalıklarda gelişen hasarlar ya da hastalıklar LH artışına sebep olur. Testis iltihaplanmasına bağlı orchitis (testis enfeksiyonu), testis distorsiyonu (testisin kendi etrafında dönmesi sonucu gelişen beslenme bozukluğu) ya da iyi huylu testis tümörlerinde LH artışı görülebilir.
LH hormon yüksekliğinde direk düşürmeye yönelik olarak spesifik bir ilaç yoktur. LH düzeylerini arttıran durumlarda, artış sebebi saptandıktan sonra buna yönelik tedavi uygulanmalıdır. Bunun yanı sıra özellikle Polikistik Over Sendromu ile ilgili yapılan çalışmalarda LH düzeyini düşürmeye yönelik bazı öneriler mevcuttur.
Egzersiz ve düşük glisemik indeksli beslenme ile insülin direncinin düşürülmesinin LH düzeylerini düşürdüğü saptanmıştır. Ayrıca karbonhidrat metabolizmasında rol alan bir Vitaminoid olan İnositol ve Omega 3 gibi antioksidanların da LH seviyesinin azaltılmasında etkili olduğu gösterilmiştir.
En sık rastlanılan LH hormonu düşüklüğü sebebi hipotalamus ya da hipofiz bezi bozukluklarında görülür. Yine hipofiz bezinden salgılanan bir hormon olan Prolaktin yüksekliğinde de LH düşüşü izlenebilir. Aşırı stresli bir yaşam, anoreksiya nervosa gibi yeme bozukluklarında ya da kanser gibi ağır hastalıklarda LH hormon düşüklüklerine rastlanabilir.
FSH ve LH düzeyinin düşüklüğüyle birlikte koku alamama semptomu Kallmann Sendromu’nda görülebilir. Yine bazı doğum kontrol ilaçları, bazı sakinleştiriciler ya da kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan Digoksin ilacı kanda LH düzeylerinin düşmesine sebep olabilir.
Daha önce belirtilen sebeplerin haricinde LH hormonu, orak hücreli anemi, böbrek üstü tümörlerinde görülebilen puberte prekoks, sarkoidoz, hipofiz bezi tümörlerine bağlı ameliyatlar sonrası veya radyasyon tedavisi, menenjit, kafa travmaları, tiroit hormonlarındaki yetersizlikler, üreme hormonu salgılayan tümörler, konjenital adrenal hiperplazi gibi durumlarda da düşüş gösterir. Özellikle çocuklarda görülebilecek kafa travmalarına bağlı LH hormon düzeyindeki değişikliklerde puberte prekoks (erken ergenlik) sebebi olarak karşımıza çıkabilir.
Menstrüel siklüsün ortalarına doğru gerçekleşen LH hormonu artışı yumurtlamayı sağlayan ana mekanizmadır. LH artışından sonraki 24-36 saat içinde yumurtlama gelişir. Kandaki bu ani LH piki, idrarda yapılan testlerle saptanır. Adetiniz düzenli olarak gerçekleşiyorsa adet başlangıcından 12 gün sonra teste başlayarak beş gün boyunca her gün test yapılabilir.
Eğer test pozitif çıkarsa, bu ortalama 24-36 saat içerisinde yumurtlama olacağı anlamına gelir. Bu halde 24 saat sonra ilişkiye girmek hamile kalma şansını arttıracaktır. Yumurta 24 saat süreyle canlı kalacağı için ovulasyondan sonraki ilk 48 saat ilişki sürdürülebilir.
Hem LH hem de FSH (Folikül Stimülan Hormon) gonadotropik hormonlar olarak bilinir. Her ikisi de hipofiz bezinden salgılanarak sinerji içerisinde ovulasyonun gelişimini sağlar. FSH adet siklüsünün ilk yarımında salgılanarak overlerdeki folikülleri stimüle eder ve yumurtanın büyümesini sağlar. Eş zamanlı olarak da foliküllerden östrojen salınımını stimüle eder.
Östrojen artışı yeterli düzeye ulaştığında hipofiz bezini uyararak FSH salınımını durdurur ve LH salgılanır. LH da yumurtanın çatlamasına ve fertilizasyona hazır hale gelmesine sebep olur. Görüldüğü üzere kadın menstrual siklüs ve üreme fonksiyonlarının düzenlenmesinde LH, diğer seks hormonlarıyla birlikte etkileşim halinde önemli fonksiyonlarda görev yapmaktadır. LH hormonunun tek başına değerlendirilmesinden ziyade diğer hormonlarla birlikte değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Tüm sorularınız için 444 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.
60 thoughts on “LH (Luteinizing Hormon) ve LH Testi Hakkında Her Şey”
Önceki 1 … 3 4 5 6 Sonraki