Hava kirliliği, şehirde yaşayan milyonlarca kişi için hayatın gerçekleri arasındadır. Yoğun trafiğin neden olduğu egzoz dumanı, şehir içindeki inşaatlardan gelen toz, bacalardan tüten kimyasal maddeler ve sigara dumanı maalesef her nefeste solunur. Üstelik hava kirliliğinin yalnızca akciğerlere zarar verdiğini düşünmemek gerekir.
Sürekli kirli hava soluyan bedenin birçok organı, kirlilikten etkilenir. Yapılan araştırmalar, toksik hava soluyan kişilerin kısırlık ve doğurganlık sistemlerinin de etkilendiğini ortaya koymuştur. Hem kadın hem de erkekler için tehlikeli görülen hava kirliliği hakkındaki detaylı bilgileri bu yazımızda okuyabilirsiniz.
Hava Kirliliği Kadın Kısırlığına Neden Olur mu?
Uzmanlar, hava kirliliğinin zararlarından bahsederken özellikle araçlardan salınan nitrojen dioksite ayrı bir parantez açar. Arabaların egzozlarından çıkan NO2 gazının kadınların kanındaki Anti-Müllerian Hormon (AMH) düzeyini düşürdüğü bulunmuştur. AMH, yumurtalıklardaki hücrelerden salgılanır ve yumurta rezervini gösteren en iyi testlerden biridir.
Yaş, sigara ve stres gibi etkenlere bağlı olarak AMH düzeyi değişebilir ve bu hormonun azalması yumurtalık rezervinin azaldığını gösterir. Kadın kısırlığı için önemli belirleyicilerden olan AMH düzeyinin, trafiğin yoğun olduğu yol kenarlarında yaşayan kadınlarda daha düşük olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bunun tersine daha temiz havaya sahip yerlerde yaşayanlarda ise AMH düzeyinin daha yüksek olduğu bulunmuştur.
Yaşın ilerlemesi ile birlikte yavaş yavaş azalmaya başlayan hormonun, kirli havaya maruz kalınmasıyla beraber daha hızlı azaldığı ve üreme organlarının yaşlanma hızının da arttığı kaydedilmiştir.
Başka bir araştırmada ise, hava kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerde yaşayan kadınların doğurganlık süresinin kısaldığı ortaya konulmaktadır. Öyle ki, kirli havanın bulunduğu yerlerde, kadınların yumurta rezervlerinin ortalama 1/3 oranında daha az olduğu belirlenmiştir.
Havadaki kimyasal maddeler, gebe kalma ihtimalini azaltmanın yanı sıra, bebek sağlığı için de endişe vericidir. Yoğun hava kirliliğine maruz kalan kadınların bebeklerinde anomali olma oranı diğer kadınlardan %20 daha fazladır.
Yapılan çalışmalar, gebelik sürecinde temiz havanın önemini vurgularken, hamilelik öncesinde de temiz hava solumanın anne ve bebek sağlığı açısından hayati önem taşıdığını ispatlamıştır.
Kirli alanlara 5 kilometre ve daha yakın mesafedeki kadınların bebeklerinde, yarık dudak-damak gibi birçok problemin daha sık görülebildiği kayıtlara geçmiştir.
Hava Kirliliği Erkek Kısırlığına Neden Olur mu?
Hava kirliliği ve doğurganlık ilişkisi, daha önce hayvanlar üzerinde yapılan klinik deneylerle gösterilmiştir. Hava kirliliğinin uzun zamandır ciddi bir sorun olduğu Uzak Doğu ülkelerinde, insanlarda da erkek kısırlığı için önemli bir etken olabileceğini göstermektedir.
Havada asılı durabilen ve görünmeyen katı ya da sıvı, toz, kum, kül gibi parçacıklar; Parçacık Madde (Particulate Matter) olarak adlandırılır. Havada PM 2.5 ve PM10 gibi maddelerin yoğun olduğu yerlerde yaşayan erkeklerde sperm değerlerinde olumsuz değişikliklerin olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
Çevrede soluduğumuz havada asılı bulunan CO, NO2, O3, PM10 and PM2.5 gibi maddeler ile ilgili pek çok çalışma bulunmaktadır. Bu maddelerin havada fazla olması ile sperm sayısı ve hareketliliğinde azalma arasında ilişki bulunmaktadır. Ayrıca bu maddelerle sperm DNA hasarı arasında ilişki olduğunu gösteren çalışmalar da vardır.
Henüz hava kirliliğinin sperm gelişimini nasıl bozduğunun detaylı bilgisi, sürecin net bir açıklaması bulunmasa da, solunum yoluyla alınan maddelerin tıpkı ağır metaller gibi üreme sistemine kadar ulaşarak sperm üretimi ve kalitesine zarar verdiği tahmin edilmektedir.
Hava Kirliliğinin Üreme Sistemine Zararı Nasıl Telafi Edilir?
İnfertilite de(kısırlık), sorun hava kirliliği gibi dış etkenlerden kaynaklanmışsa, kısırlık nedeni büyük oranda tespit edilemez ve gözden kaçar.
Hava kirliliğinin fizyoloji üzerindeki olası olumsuz etkisinin önlenmesi için kişilerin havası temiz bölgelerde yaşamaları, mümkünse kirli hava solunan inşaat alanlarından, kent merkezlerinden ve yol kenarlarından uzak durmaları önerilir.
Kısırlık şüphesi ile uzman doktorlara başvurulduğunda, tanının netleştirilebilmesi için testler gerçekleştirilir. Tahliller, görüntüleme teknikleri sonucu alınan veriler değerlendirilerek infertilite nedeni ortaya konmaya çalışılır.
Tanının ardından yumurtlama takibi için ilaç kullanımı, aşılama, tüp bebek veya cerrahi gibi yöntemlerle uzman kontrolü vasıtasıyla sorunun üstesinden gelinebilir. Bu tür tedavileri uygularken hava kirliliği gibi diğer faktörler de göz önünde bulundurulmalı ve düzeltilmelidir.
Kısırlığa Neden Olan Dış Etkenler Nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya nüfusunun %15’i üreme sorunları yaşamaktadır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kanser, yumurtalık kistleri, doğuştan gelen anomaliler, genital enfeksiyonlar, hormon bozuklukları, bazı ilaçlar, radyasyona maruz kalma, obezite, üreme organlarının travması kısırlığa neden olabilen faktörlerdir.
Sorunun nedenlerinden birinin hava kirliliği olduğu ifade edilirken diğer dış etkenlerin de üreme sağlığını tehdit ettiğinin altı çizilmektedir.
Sigara ve alkol kullanımı, üreme sağlığına zarar veren ve yaygın olarak rastlanan nedenlerden biridir. Ayrıca yaygın uyku bozuklukluğu olanlarda doğurganlığın azaldığı tespit edilmiştir.
Düzenli hekim kontrolü, bağışıklık sisteminin güçlü tutulması, düzenli beslenme, sağlığa özen gösterme, diğer rahatsızlıkların tedavisi ve doğurganlığa zarar verebilecek alışkanlıklardan uzak durmak, üreme sisteminde soruna rastlanma ihtimalini azaltabilir.
Tedavi sürecinde de alkol, sigara, hava kirliliği gibi doğurganlığı etkileyen faktörlerden kaçınılması tavsiye edilir. Böylelikle gebelik ihtimalinin arttırılmasına destek olunabilir.
Kısırlık şüphesi durumunda zaman kaybetmeden uzman desteği almak ve tanı durumunda bir an önce tedaviye başlamak kişilere avantaj sağlar.
Tüm sorularınız için 444 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
Henüz yorum yapılmamış