Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Şeker Hastalığı Tüp Bebek Tedavisine Engel mi?; Şeker (diyabet) hastalığı, ülkemizde ve dünyada oldukça yaygın olarak görülen ve farklı türleri olan bir kronik hastalık türüdür.
Toplumun yaklaşık %14’ü gibi önemli bir kısmını etkileyen bu hastalık, gebelik planlayan kadınlarda yol açabileceği olumsuzluklar açısından merak konusudur.
Diyabet hastalarında yüksek kan şekerine bağlı olarak gebeliğin oluşması ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesinin önünde engel teşkil edebilecek olumsuzluklar gelişebilir.
Hastalığın yol açtığı komplikasyonların çok büyük bir kısmı kan glikoz seviyesinin olması gereken aralığın üzerinde seyretmesine bağlı olarak gelişir. Bu nedenle diyabet hastalarında diyete önem vermek ve hekimin önerdiği tedavi planına tamamen uymak, sağlığın korunması ve komplikasyonların önlenmesi açısından çok önemlidir.
Kan şekeri, insülin ve glukagon hormonları tarafından düzenlenir. İnsülin hormonu, besinlerle birlikte alınarak sindirimin ardından kana karışan glikozun hücrelere girişini sağlayarak kan şekerini düşürmekle görevlidir.
Şeker hastalığı, insülin hormonunun yeterli düzeyde üretilememesi veya hormonun hücreler tarafından algılanamaması nedeniyle işlev görmemesi sonucunda gelişir.
Tip 1 diyabet, pankreastan insülin salgısının yetersizliği sonucunda gelişen ve genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan diyabet türüdür. Bu hastalar insüline bağımlıdırlar.
İnsüline bağımlı olmayan Tip 2 diyabet ise insülin direnci olarak bilinen hücrelerin insüline duyarsızlaşması durumuna bağlı olarak oluşur. Tip 2 diyabet, toplum genelinde çok daha yaygın olarak görülmekle birlikte genellikle orta yaş ve sonrasında ortaya çıkar. Bir diğer diyabet türü olan gestasyonel diyabet ise kadınlarda gebelik sürecinde ortaya çıkan şeker hastalığı türüdür.
Gestasyonel diyabet hastalarında şeker hastalığının varlığı ilk kez gebelik döneminde teşhis edilir. Bu diyabet türü Tip 2 diyabet için bir risk oluşturur. Hastaların bir kısmında gereken önlemlerin alınması ile birlikte doğumun ardından diyabet gelişimi önlenebilir.
Fakat özellikle de diyabet diyetine uyulmaması, hekim önerilerine hassasiyet gösterilmemesi halinde gestasyonel diyabet, doğumun ardından Tip 2 diyabete dönüşebilir.
Şeker hastalığı, kontrol altına alınması halinde hastanın yaşantısını belirgin şekilde etkilemez. Kötü kontrollü diyabet hastalarında bunlar şiddetlenerek kısırlığa dahi neden olabilir.
Nedeni belirlenemeyen kısırlıklarda hastaların bir kısmında kan şekeri düzeylerinin çok yüksek bulunduğu görülmüştür. Bu durum genellikle teşhisi gecikmiş diyabet hastalarında görülür.
Yüksek kan şekeri östrojen, progesteron ve testosteron gibi cinsiyet hormonlarının üretim ve dengesini olumsuz etkileyerek üreme sağlığını da bozabilir. Fakat kan glikoz düzeyi kontrol altına alındığında şeker hastalığının gebelik ile doğrudan bir ilişkisi yoktur.
Diyabet hastası bir birey için bu hastalık gebeliğin oluşması için herhangi bir olumsuzluk oluşturmaz. Bununla birlikte özellikle kan şekeri regülasyonunun sağlanamadığı kötü kontrollü diyabet hastalarında gebeliğin sağlıklı şekilde devam etmesine ilişkin sorunlar görülebilir. Yapılan bazı çalışmalarda, tekrarlayan düşükler yaşayan kadınların önemli bir kısmında kan şekeri seviyelerinin yüksek olduğu görülmüştür.
Dolayısıyla yüksek kan şekerinin düşük riskini artırdığı tespit edilmiştir. Hastalar, hekimi tarafından önerilen tedaviye harfiyen uyum sağlamalı, diyabet ilaçlarını veya insülin iğnelerini düzenli olarak kullanmalı ve en önemlisi de kendisine verilmiş olan diyabet diyetini uygulamalıdır.
Bu tedavi ilkelerine hassasiyet gösteren bireylerde kan şekeri kontrol altına alınabildiğinden hastalığın gebelik üzerinde herhangi bir olumsuz etkisinin oluşması mümkün değildir.
Diyabet hastalığı döllenme ve gebeliğin oluşumunda bilinen bir etkiye sahip olmasa da gebeliğin sağlıklı olarak devam etmesini etkileyebilir.
Herhangi bir nedenle doğal yollardan sağlıklı bir gebelik elde edememiş olan ve tüp bebek tedavisine başlayan hastalarda kan şekeri düzeyleri detaylı olarak incelenmelidir.
İnsülin direnci ve gizli şeker olarak bilinen, gestasyonel diyabet için risk oluşturan durumları tespit edebilmek adına açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, OGTT (oral glukoz intolerans testi veya şeker yükleme testi) gibi testler mutlaka yapılmalıdır.
Gebelik öncesinde şeker hastalığı teşhisi bulunan hastalarda ise tüp bebek tedavisine başlanmadan önce tüm sağlık kontrolleri yapılmalıdır. Şeker hastalığı kontrol altına alınmadığı takdirde gözler, böbrekler ve kalp gibi çeşitli organlarda bazı komplikasyonlara yol açabilir.
Tüp bebek öncesinde bunların detaylı olarak araştırılması ve tedavi gerektiren bir durum var ise öncelikle buna yönelik tedaviler gerçekleştirilmelidir. Kan şekerinin kontrol altına alınması ile şeker hastalarında gebelik açısından herhangi bir risk söz konusu olmaz.
Daha önceden diyabet teşhisi almamış olan hastalarda gebelik sürecinde diyabet gelişebilir. Gestasyonel diyabet olarak adlandırılan bu durum mutlaka takip ve tedavi gerektirir.
Aksi takdirde yüksek kan şekeri bebeğin ve annenin sağlığı üzerinde ciddi tehditler oluşturabilir. Ailesinde diyabet hastalığı öyküsü bulunanlar, 35 yaşın üzerindeki kadınlar, daha önceden 4 kilogramın üzerinde bir bebek dünyaya getirmiş olanlar ve kilolu bireyler gestasyonel diyabet açısından daha yüksek risk taşır.
Gebelikte şeker hastalığını işaret eden belirtiler arasında şunlar yer alır:
Bu gibi belirtiler yaşayan anne adaylarının derhal hekimlerine başvurarak gerekli muayene ve tetkiklerini yaptırmaları gerekir.
Gebelikte şeker hastalığı, kan şekerinin kontrol altına alınmaması durumunda bebeği olumsuz etkiler. Gebeliğin erken evrelerinde yüksek kan şekerine bağlı olarak embriyonik hücrelerin gelişimi ve çoğalmasına ilişkin bozukluklar oluşabilir.
Bu durum diyabetin düşüklerle olan ilişkisinin en önemli nedenidir ve düşüğe neden olmasa dahi doğum kusurları ile sonuçlanabilir.
Gebeliğin 5 ve 6. haftalarında yoğunlaşan nörolojik gelişim açısından da yüksek kan şekeri büyük bir risk oluşturur. Şeker hastalığı, gebeliğin ilerleyen evrelerinde annedeki yüksek kan şekerinin bebeğe de ulaşması nedeniyle bebekte aşırı büyümeye yol açabilir. Anne karnındaki bebek plasenta yoluyla annesinden beslenir. Anneden gelen yüksek şeker içeren kan bebekte aşırı insülin üretimine yol açar.
İnsülin hormonu aynı zamanda büyümeyi de uyardığından gestasyonel diyabet teşhisi alan annelerde yüksek doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme olasılığı yükselir.
Bu durum doğumu zorlaştıracağı ve sezaryeni zorunlu kılabileceği gibi erken doğumu veya anne sağlığına ilişkin çeşitli riskleri de beraberinde getirebilir. Tüm bu riskler kontrol altına alınmayan kan şekerine bağlı olarak ortaya çıkar.
Doğru şekilde takip ve tedavi edilen şeker hastalıklarında bu risklerin hiçbiri söz konusu olmaz. Gebelik öncesi dönemde şeker hastalığı bulunan anne adaylarında gebelikle birlikte insülin kullanımına geçilmesi gerekir.
Gestasyonel diyabet teşhisi alan hamilelerde ise insülin kullanımının gerekliliği konusunda hekim önerileri dikkate alınmalıdır.
Diyabet veya gestasyonel diyabet hastalarında anne ve bebeğin sağlığının korunması, sağlıklı bir doğumla gebeliğin tamamlanması açısından tedavi ve takip oldukça önemlidir.
Bu nedenle siz de hem kendinizin hem de bebeğinizin sağlığı için diyabet hastalığınız konusunda hekiminizin verdiği önerilere uyum sağlamalısınız.
Şeker hastalığının gebeliğe veya tüp bebek tedavisine olan etkileri hakkında tüm sorularınız ve randevu talepleriniz için 444 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.
Yorumunuzu Gönderin