Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Erken yumurtalık yetmezliği, kadınların %5-10’unda, 40 yaş altı kadınların ise yaklaşık %1’inde görülen, genellikle kalıtımsal nedenlere bağlı olarak gelişen bir sağlık sorunudur.
Prematüre Ovaryen Yetmezlik (POY) olarak da adlandırılır. Özellikle çocuk sahibi olmak isteyen bireylerin korkulu rüyalarından bir tanesi olan bu hastalık, kadınların erken yaşta adet düzensizliği veya adetten kesilme gibi sorunlar yaşamasına neden olur.
Bu durum her ne kadar geçmişte çocuk sahibi olmanın önünde bir engel teşkil ediyorduysa da günümüzde gelişen tıbbi uygulamalar sayesinde hastalığın erken dönemde fark edilmesi ile alınacak birtakım önlemler sayesinde bu hastalığa sahip olan kadınların gebe kalabilmesi oldukça mümkündür.
Sağlıklı insanlarda henüz anne karnındayken belirli sayıda yumurta ana hücresi oluşur. Yeni doğmuş bir kız çocuğunda, ergenlik döneminin başlangıcından itibaren olgunlaştırılmak üzere kullanılacak olan tüm yumurta ana hücreleri hazır şekildedir.
Ergenlik yaşlarının gelmesi ile birlikte adet döngüsü başlar ve her ay bir adet yumurta hücresi olgunlaştırılır. Döllenme olduğu takdirde gebelik oluşur, döllenme olmaz ise adet kanaması ile kullanılmayan yumurta hücresi ve rahim içi dokular dışarı atılır.
Normal koşullarda 40’lı yaşlara dek kadın vücudunda gebe kalmaya yetecek miktarda yumurta rezervi mevcuttur. 45-50 yaşlarından sonra yumurta rezervi giderek azalır ve belirli bir yaştan sonra menopoz ile birlikte rezervler tamamen tükenir.
20 ile 30 yaş arası, kadınlarda yumurta rezervinin en iyi olduğu ve üreme yeteneğinin oldukça yüksek olduğu bir dönemdir. Fakat kadınlarda yumurta rezervi yaş haricinde kalıtım, beslenme, sağlık durumu, çevre koşulları, stres, kronik hastalıklar gibi daha pek çok farklı durumdan etkilenebilmektedir.
Erken yumurtalık yetmezliği temel olarak bir kadının 40 yaşından önceki bir dönemde yumurtalık fonksiyonlarının bozulması, buna bağlı olarak adet görememesi, gonadotropin ve östrojen hormonu seviyelerinin düşmesi şeklinde gelişen bir hastalıktır.
Dolayısıyla bir tür erken menopoz olarak da tabir edilebilir. Bu durum hastalarda fizyolojik ve psikolojik pek çok soruna neden olur. Bunlardan en önemlisi erken yumurtalık yetmezliği ile mücadele eden kadınların birçoğunun tedavisiz (doğal yollarla) gebe kalamamasıdır.
İnsan vücudunda yumurta gelişiminde rol oynayan pek çok farklı etken vardır. Erken yumurtalık yetmezliğinde bunlardan hangisi veya hangilerinin rol aldığı tam olarak bilinemese de hastalığın tanımlanması ve sınıflandırılmasında iki farklı tür belirtilmektedir. Her iki türde de hastalığa yol açtığı düşünülen nedenler farklıdır.
Kadınların gebe kalmak için en uygun sağlık koşullarına sahip oldukları 20-30 yaş arası dönemde yumurtalıklarda milyonlarca oosit (yumurta ana hücresi) bulunur.
Bunlardan her ay bir tane olgunlaştırılırken sürekli olarak belirli bir miktarda yumurta ana hücresi apoptozise uğrayarak (hücrenin kendi kendini öldürmesi) yok olur.
Bu vücudun doğal işleyişinde yer alan normal bir durumdur ve herhangi bir zararı yoktur. Milyonlarca oositin büyük bir kısmı bu şekilde yok olurken en sağlıklı olanları hayatta kalarak bir kadının ergenlikten menopoza kadarki süreçte her ay olgunlaştırdığı yumurtaları oluşturur.
Fakat bu sistemde meydana gelen bir bozukluk yumurta hücrelerinde hızlı bir yıkıma ve buna bağlı olarak erken yaşta yumurta rezervlerinin kontrolsüz bir biçimde azalarak bir noktada tükenmesine neden olabilir.
Erken yumurta yetmezliği vakalarının yaklaşık %10 – 30’unda bu durumun temelinde otoimmün hastalıklar yatmaktadır. Otoimmün hastalıklarda vücut kendi hücrelerini tehdit olarak algılar ve kendi hücrelerine karşı savunma geliştirerek bunları yok eder.
Bu nedenle otoimmün hastalıkları bulunan veya bağışıklık sisteminde anormal değişimler görülen kişilerde vücut, yumurta hücrelerine karşı savaşarak bunları yok edebilir.
Bu durum da foliküllerin erken yaşta tükenmesi ve üreme yeteneğinin kaybedilmesine neden olur. Otoimmün hastalıklara bağlı olarak yumurta foliküllerinin yok edilmesinde kalıtımsal faktörler, yumurtalıklar üzerinde yapılan cerrahi operasyonlar veya nedeni bilinmeyen (idiopatik) faktörler rol oynayabilir.
Erken yumurta yetmezliği bulunan kadınlarda, adet görememe durumu söz konusudur. 40 yaşından genç bir kadının 4 ay boyunca adet görememesi hastalığın varlığını işaret eden en temel belirtilerden bir tanesidir.
Bu tarz bir şikayetle kadın hastalıkları kliniğine başvuran bir kadında jinekolojik muayene, rahim ve yumurtalıkların ultrasonografik görüntülemesi, kanda cinsiyet hormonları ve ilişkili diğer hormonların seviyelerinin incelenmesine yönelik tahlillerin yapılması gibi uygulamalar gerekir.
Kadın üreme sisteminde önemli görevleri bulunan Folikül Stimüle Edici Hormon (FSH), yumurtalık rezervleri hakkında bilgi verir. Bu nedenle yapılan kan testinde FSH seviyesinin 40 IU/L’nin üzerinde çıkması, cinsiyet hormonlarının düşük çıkması gibi bulgular kadınlarda erken yumurta yetmezliği teşhisinin koyulabilmesini sağlar.
Ayrıca progesteron, LH (Luteinleştirici Hormon), TSH (Tiroid Stimülan Hormon) ve prolaktin (Süt hormonu) hormonlarının kandaki seviyelerinin incelenmesi, Anti-mülleryan hormon (AMH) ve İnhibin-B hormon testlerinin yapılması ve bunların sonuçlarının değerlendirilmesi de hastalığın teşhisinde yol gösterici olabilmektedir.
Erken yumurta yetmezliği hastalığı, kadınlarda genç yaşlarda üreme yeteneğinin kaybedilmesine yol açan ciddi bir sağlık problemidir ve özellikle çocuk sahibi olmak isteyen kadınların üzerinde durması gereken bir konudur.
Bu nedenle adet görememe şikayeti olan kişiler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurarak bunun nedenini öğrenmelidir. Bu hastalığın teşhis edilmesi durumunda üreme yeteneğinin kaybedilmesine kadar ilerleyecek süreç tedaviler yardımıyla uzatılabilir.
Üreme yeteneğinin erken yaşta kaybedilme durumuna karşılık çocuk sahibi olmak isteyenler tüp bebek tedavisi ve diğer bazı teknikler yardımıyla bu süreç sonlanmadan çocuk sahibi olabilirler.
Ayrıca son yıllarda oldukça gelişen yumurta dondurma teknolojilerinden faydalanarak ileride çocuk sahibi olmak için yumurtalarını saklama imkanına sahip olabilirler.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi erken yumurtalık yetmezliği vakalarında da erken teşhis ve tedavi sürecinin erken başlatılması hastalığın ilerleyişinin durdurulabilmesi veya yavaşlatılabilmesi açısından çok büyük bir öneme sahiptir.
Hastalığın teşhisinin erken dönemde koyulması, yumurta yetmezliğine ek olarak oluşabilecek ikincil sağlık sorunlarının önlenmesi açısından fayda sağlar.
Bu hastalığa sahip olan bireylerde östrojen ve diğer cinsiyet hormonlarının seviyelerindeki düşüş nedeniyle yaşın ilerlemesiyle birlikte osteoporoz gibi sorunlara normalden çok daha sık şekilde rastlanmaktadır.
Bu nedenle Kalsiyum ve D vitamini seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi, bu seviyelerde düşüş görüldüğü takdirde takviye yapılması gerekir.
Aynı zamanda yine cinsiyet hormonlarının seviyelerindeki düşmeye bağlı olarak ileriki dönemlerde karşılaşılabilecek kalp ve damar hastalıkları gibi sorunlara karşı önlemler alınabilir.
Tıpkı menopozda olduğu gibi erken yumurtalık yetmezliğinin de tam olarak önlenebilmesi mümkün değildir. Fakat bu hastalarda yumurta rezervinin tükenmesine kadarki süreç tedaviler yardımıyla uzatılabilir.
Aynı zamanda normal yollarla gebe kalmaya yetecek miktarda yumurta rezervi bulunmayan hastaların tüp bebek merkezlerinde uygulanan yeni tedavi yöntemleriyle çocuk sahibi olabilmeleri mümkündür.
Son yıllarda kadının sosyal yaşam ve iş hayatında kendine belirli bir yer edinebilmesi ve hayattaki hedeflerine ulaşması çocuk sahibi olma yaşını yükseltmiştir.
Erken yumurta yetmezliği hastalığı bulunan kişilerde bu durum çocuk sahibi olabilmenin önündeki engeli çok daha büyük bir boyuta getirmektedir.
Bu nedenle erken yumurta yetmezliği hastalarında teşhisin ardından yumurta dokusu dondurma, yumurta ve embriyo dondurma gibi yeni teknolojinin sunduğu imkanlar hakkında bilgi sahibi olunması, bu yöntemler ile üreme yeteneğini kaybetmiş hastalarda dahi çocuk sahibi olunabileceğinin bilinmesi oldukça önemlidir.
Sonuç olarak erken yumurtalık yetmezliği hastalığı, yeni tıbbi teknolojiler sayesinde gebe kalmanın ve çocuk sahibi olmanın önünde bir engel teşkil etmemektedir.
Eğer sizin de yumurta rezerviniz düşükse, erken yumurtalık yetmezliği ile mücadele ediyorsanız veya bu hastalığın belirtilerine benzer şikayetleriniz mevcut ise tüm sorularınız ve randevu talepleriniz için 444 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
Aklınıza takılan tüm sorularınız için Umut Ol Umut Bul Facebook grubumuza üye olabilirsiniz.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.
Merhaba 21 yaşındayım 3.5 yıldır adet göremiyorum.Aynı dönemde haşimato teşhisi de konuldu.En son yaptırdığım ve bir önceki tahlillerim;r
FSH değerlerim 2.46-4.77
LH 0.43-1.15
Estradiol14-33
Progesteron 0.27-1.17
Bazı doktorlar pkos var diyor bazıları normalsin strestendir diyor psikolojim bozuldu artık bu belirsizlikten sekonder över yetmezliğinden şüpheleniyorum sizin fikrinizi almak istiyorum
Merhaba,
Değerleriniz normal görünüyor fakat yalnızca kan değerleri adet görememe sebepleri net belirlenemeyebilir. Ultrason muayene sonuçları ve TSH değerlerinizle beraber doktorun tekrar değerlendirmesi gerekir. Dilerseniz buraya tıklayarak kadın doğum uzmanlarımızla ücretsiz görüşebilir, detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Saygılarımızla,
Bahçeci Ailesi
Merhaba Ben 20 yaşındayım 1 senedir az adet oluyorum bir birlikteliğim var ama hep korunuyorum son zamanlarda adetim iyice azaldı menopoza girmişler gibi oluyorum benimde azalma olabilir mi?
Merhaba,
Bu durumun birçok sebebi olabilir. Genel muayene için kadın doğum doktoruna başvurmanızı öneririz.
Saygılarımızla,
Bahçeci Ailesi
Yaşım 35 adetim bir sene az gel bir senedir de hiç adet olamıyorum fsh 5.83düze amh 5.67 estradiol 29 her ay tahlil yapıldı fakat birşey bulamadı menepoz belirtilerini hepsini yaşadım şu an ilaç kullanıyorum ilaç kullanırken bile kuruluk yaşıyorum
Merhaba,
FSH ve AMH değeriniz menopoz ile uyumlu değil. Adet olmanızı engelleyen rahim içi etmen, kist, myom, polikistik over sendromu olabilir. Uzman bir hekime başvurmanızı öneririz.
Saygılarımızla,
Bahçeci Ailesi
Merhaba son 1 senedir çok ağır bi depresyon geçirdim adetimi düzenli oluyorum fakat miktarı az geliyor erken yumurtalik yetmezliği olabilir mi? Lütfen cevaplayın
Merhaba,
Stres, hava değişimi gibi basit durumlar da yumurta rezervinin azalmasına etki eder. Az miktarda adet kanaması yumurta rezerv azlığından kaynaklanıyor olabilir. Kesin bir değerlendirme için AMH testi yaptırıp uzman bir hekime başvurmanızı öneririz. Dilerseniz buraya tıklayarak kadın doğum uzmanlarımızla ücretsiz görüşebilir, detaylı bilgi alabilirsiniz.
Saygılarımızla,
Bahçeci Ailesi
19 yaşındayım bekarım daha önce tek yumurtalığım alındı son zamanlarda azalan adet kanamalarım ve düzensizliğinden dolayı hormonlarıma baktırdım estradiol 338 çıktı normal değeri en fazla 238 gösteriyo fsh 15 çıktı amh de 3 çıktı. Normal bi günde değerlerime baktırmıştım adetin 3.gğnü tekrar baktırcam ama bu erken yumurta yetmezliğine işaret eder mi?
Merhaba,
Tek yumurtalığınızın olması yumurta azalmasına sebeptir fakat tabii ki diğer yumurtalıktaki folikül sayısına da bakılması gerekir. Estradiol değeriniz aktif bir yumurtanız olduğunu gösteriyor. AMH değeriniz de güzel görünüyor. Adetin 3. günü testleri tekrarlamalısınız.
Saygılarımızla,
Bahçeci Ailesi