Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Dünyada ve ülkemizde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin en az yarısında bu yolda karşılaşılan problem erkek kaynaklıdır. Diğer bir deyişle sperm hücrelerinin üretimi, miktarı ve yumurtayı dölleme özelliği bakımından kalitesi yeterli olmadığından beklenen gebelik süreci gerçekleşmiyor veya oldukça uzuyor.
Uzmanlar erkek kaynaklı kısırlık sorunlarını tespit edebilmek için uzun yıllardır yaygın olarak semen analizi testi kullanıyorlar. Bu test ile uygun bir cinsel perhiz sonrası alınan semen örneğindeki sperm hücrelerinin varlığı, sayısı, hareketliliği ve şekil bozuklukları değerlendirilerek erkek bireyin çocuk sahibi olma potansiyeli belirlenmeye çalışılır.
Özellikle sperm hücrelerinin sayı ve hareketlilik bakımından beklenen oranlardan oldukça düşük olduğu durumlarda farklı tedavi seçenekleri tercih edilmekte.
Semen analizi, pek çok çiftin tanı ve tedavisinde yol gösterici olsa da son dönemde yapılan çalışmalarda kısırlık problemi yaşayan erkeklerin %40’ına yakınında semen analizi sonuçları herhangi ciddi bir bulgu veya problem göstermeyebiliyor.
Bu kişiler üzerinde gerçekleştirilen yeni çalışmalarda bazı hastalarda mevcut semen örneğinin sperm DNA hasarlarını engelleme potansiyelinin (antioksidan kapasite) bozulmuş olarak tespit edildiği; bu durumun da beraberinde yüksek hasarlı, döllemeye kaliteli embriyo üretme kapasitesi düşük sperm hücre üretimi yarattığına işaret ediliyor.
Yaygın olarak kullanılan tabir ile açıklanamayan kısırlık olarak tanımlanan bu grup çiftlerde problemin net olarak tespit edilememesi nedeni ile ardışık uygulanan benzer tüp bebek tedavileri de çiftler için ciddi maddi ve manevi yük oluşturabiliyor.
[bloglead stil=”1″]
Çağımızın en yaygın problemlerinden olan stres, sağlıksız beslenme ve gün içerisinde sosyal hayatta veya iş hayatında maruz kalınan ve sperm üretimini olumsuz olarak etkileyebilen kimyasal maddeler nedeni ile ciddi anlamda artabilen spermin genetik yapı hasarları yıllardır pek çok uzmanın gündeminde.
Adı geçen olumsuzluklar hayat tarzı değişikliği önerileri, takviye sağlık kürleri ve multivitamin içeren ürünler ile azaltılmaya çalışılıyor. Bununla birlikte halen hangi durumda ve kime bu tedavilerin etkili olarak uygulanabileceği, kimlerin en fazla fayda görebileceği net değil.
Yakın bir zamana kadar sadece bazı özel laboratuvarlarda yapılabilen semen örneğindeki hasar tespit testleri (TUNEL), toplam antioksidan kapasite ölçümü testleri vb. de son derece zor ve meşakkatli bir şekilde yapılabiliyor ve test uygulayıcıları arasında anlamlı değerlendirme ve sonuç farklılıkları yaratabiliyor.
SORP testi ile semen örneğinin çok küçük bir miktarını (genellikle ortalama 2-3 ml olan semen örneğinin yalnızca 25-30 mikrolitresi kullanılarak) aynı gün içerisinde içerdiği spermleri hasardan koruyabilme gücü, diğer bir deyiş ile antioksidan potansiyeli doğru ve güvenilir olarak ölçülebiliyor.
Gerek rutin semen analiz işlemi sırasında gerekse tüp bebek tedavisi sırasında ölçülebilen SORP testi ile şimdiye kadar çocuk sahibi olabilme yönünde yaşanan başarısızlıkların olası erkek kaynaklı nedenini saptayabilme, tedavide yaşanabilecek olası olumsuzlukları önceden görebilme şansımız doğuyor.
Elde edilen verilere göre kişiye özel uygun destek tedavileri ile de çiftleri doğal yollar ile veya tüp bebek tedavisi sonrası çocuk sahibi yapabilme şansını anlamlı derecede artırabilmek mümkün.
Şimdilik dünyada sadece sayılı özel kliniklerde uygulanan bu testi çocuk sahibi olma yolunda bizi tercih eden çiftlerimize sunmaktan son derece mutlu ve gururluyuz.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.