Kadının hamile kalabilmesi ve sağlıklı bir şekilde doğumu gerçekleştirebilmesi için rahminin anatomik olarak belirli özelliklere sahip olması gerekiyor. Doğuştan gelen bazı farklılıklarla birlikte rahimde şekil bozukluğu görülebiliyor. Çift rahim, yarım rahim, rahim perdesi gibi birkaç farklı şekilde karşımıza çıkan bu şekilsel bozukluklar rahmin fonksiyonlarını doğrudan etkilenebiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; “Rahimdeki şekil bozuklukları çocuk sahibi olmayı engelleyen ya da gebelik kayıplarına ve erken doğuma sebep olabilen önemli problemlerden biridir. Çoğunlukla hiçbir belirti göstermeyen bu durum rahimfilmiyle, histeroskopiyle veya manyetik rezonans (MR) görüntülemeyle ortaya konulmaktadır. Rahimdeki anatomik bozuklukların çoğu gerçekleştirilen cerrahi operasyonlar ile tedavi edilebilmektedir ve sonrasında sağlıklı gebelikler oluşmaktadır” dedi.
RAHİM PERDESİ HAMİLELİĞİN DÜŞÜKLE SONUÇLANMASINA SEBEP OLABİLİR
Rahimdeki anatomik bozukluklar kadın sağlığı ve doğurganlığı üzerinde en fazla etkisi olan problemlerden bir tanesidir. Bu şekilsel bozukluklardan bir tanesi olan rahim perdesi, kadınlarda nedeni açıklanamayan kısırlığın önemli nedenlerindendir. Bir yıl boyunca korunmasız cinsel ilişkiye karşın henüz gebelik elde edememiş olan kadınlarda yapılan muayeneler sonucunda farklı bir sağlık sorununun tespit edilememesi halinde rahim perdesi sorununun varlığına ilişkin olasılık mutlaka düşünülmelidir diye belirten Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; “Rahim perdesi, doğumdan önceki gelişim sırasında meydana gelir ve rahmi ortadan ikiye böler.
Yapılan çalışmalar normal gebelerde düşük oranının %10-20 arasında olduğunu göstermiştir. Rahim perdesinin ise bu oranı %20-25’lere kadar çıkardığı bilinmektedir. Rahim perdesi tedavisi için bilinen en kesin yöntem cerrahi müdahaledir. Bunun dışında ilaçla veya başka bir yöntemle tedavisinin yapılması mümkün değildir. Uygulanacak olan cerrahi teknikler oldukça kolay ve risksizdir. Eğer gebelikten önce rahim perdesi teşhisi konulduysa gerekli operasyonlar ile tedaviler yapılmalıdır. Aksi takdirde hamilelikte düşükler meydana gelebilir. Bu da bebek hayali kuran anne-baba adayları için hem psikolojik hem de fizyolojik olarak zor bir durumdur. Rahim perdesinin cerrahi tedavisi uygulandıktan sonrasında çiftler hamilelik planlaması yapabilirler” şeklinde konuştu.
T ŞEKLİNDE RAHMİ OLAN KADINLARA HAMİLELİK ÖNCESİ OPERASYON YAPILMALI
T şeklinde rahim, en sık karşılaşılan rahim şekil bozuklukları arasında yer alır. Rahmin iç kısmının normalden daha dar bir yapıda olması sebebiyle ortaya çıkan bozukluk, üreme sistemini olumsuz yönde etkileyebilir. Doğurganlığı %70’e kadar azaltan, dış gebelik ve düşük riskini artıran bu sorun histeroskopi ile büyük oranda giderilebilir diyen Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; “Sağlıklı bir rahim oval ya da armut şeklini andırır. Rahim içinin orta bölümü gebelik durumunda fetüse rahat bir şekilde büyüyebilmesi ve tehlikelerden korunabilmesi için ideal bir alan sunar.
T şeklindeki rahimler ise içeriye doğru kalınlaşan rahim duvarları sebebiyle T harfini andıran bir görünüm sergiler. T şeklinde rahim, herhangi bir belirti gösteren ya da dışarıdan anlaşılabilen bir durum değildir. Bu sebeple de pek çok kadın T şeklinde bir rahme sahip olduğunu jinekolojik bir hastalığa yakalandığında ya da hamile kaldığında öğrenir. Rahminin T şeklinde olduğunu öğrenen kadınlar basit bir cerrahi işlem ile bu sorundan kolaylıkla kurtulabilir ve yaşamının ilerleyen dönemlerinde sağlıklı bir gebelik yaşayabilir. T şeklinde rahim ile gebe kalanlarda ise rahim boşluğunun miktarı ile ters orantılı olarak düşük ve erken doğum riski artmaktadır. T şeklinde bir rahme sahip olduğunu hamile kalmadan önce öğrenen ve sağlık durumu cerrahi operasyona engel teşkil etmeyen tüm kadınların ameliyat olması tavsiye edilir. Son derece basit bir işlem olan T şeklinde rahim ameliyatı gebelik şansını artırmanın yanı sıra adet döngülerinin daha sağlıklı, sancısız ve rahat bir şekilde gerçekleşmesine de yardımcı olur” diye ifade etti.
ÇİFT RAHİMLİ OLAN KADINLARDA AYNI ANDA HER İKİ RAHİMDE DE GEBELİK OLUŞABİLİR
Çift rahim, henüz anne karnında oluşan bir bozukluktur. Kız çocuklarının anne karnındaki gelişim sürecinde organları zamanla oluşur ve son halini doğuma yakın evrede alır. Zamanla oluşan organlardan biri de rahimdir. Rahim oluşurken ilk olarak yumurtalık tüpleri oluşur ve bu tüpler 20. haftadan sonra birleşerek rahmi meydana getirir. Tüplerin birbiriyle birleşmemesi durumunda ise iki farklı rahim ağzı oluşur ve çift rahim adı verilen problem ortaya çıkar diye konuşan Doç. Dr. Yusuf Aytaç Tohma; “Çift rahim teşhisi konulmuş kadınlar doğal yollarla veya üremeye yardımcı tedavi yöntemleri ile gebe kalabilir.
Ayrıca çift rahimli kadınlar hem tekil hem de çoğul gebelikler yaşayabilir. Çift rahim durumunda her iki rahim de fonksiyonel özelliklerini kaybetmediği için bu iki rahimde aynı anda döllenme durumu gözlenebilir ancak rahimdeki bebeğin geliştikçe rahme sığamaması veya doğum anındaki pozisyonunda oluşabilecek problemlerden dolayı iki rahimde birden gebelik görülme durumu oldukça risklidir. İki rahimde de gebelik görülmesi durumunda doktor kontrolü daha da önemli hale gelir ve detaylı takip gerekir. Doğuştan gelen rahim bozuklukları arasında yer alan yarım rahim probleminde ise yumurtalık tüplerinden yalnızca biri oluşur ve ikinci tüp gelişmez. Bu durumda rahmin yalnızca yarısı meydana çıkar ve bu durum da doğurganlığı büyük oranda azaltır. Tek boynuzlu rahim olarak adlandırdığımız yarım rahim olması durumunda gebe kalamama, düşük yapma ve erken doğum söz konusu olabilmektedir. Bu sebeple gebelik öncesi teşhis koymak, alınabilecek tedbirler açısından büyük önem taşır. Bir diğer grup ise müllerian kanallarının gelişmemesi sonucu rahim oluşmaması durumudur. Bu kişilerde müllerian kanalından gelişen tüpler ve vajinanın bir bölümü de gelişmemiştir. Rahmin tamamen olmaması durumu dışında diğer yapısal bozukluklar gebelikte bazı problemler oluştursa da bu problemi yaşayan kadınların çocuk sahibi olma şansı uygulanan tedavilerle mümkündür” şeklinde konuştu.