Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, pankreasın yetersiz insülin üretmesi veya hiç insülin üretmemesinden kaynaklanan son derece önemli bir sağlık sorunudur. Özellikle son yıllarda obezitenin yaygınlaşması ile artış gösteren diyabet bugün global bir sağlık sorunu haline gelmiştir.
Yazımızda; gebelikte tokluk kan şekeri kaç olmalı, gebelikte açlık şekeri kaç olmalı, diyabet gebeliği ve bebeği nasıl etkiler gibi merak edilen soruların cevaplarını bulabilirsiniz.
Gebelik diyabeti, hamileyken ortaya çıkan veya ilk defa gebelikte fark edilen şeker hastalığıdır. Daha önce diyabet tanısı almamış bir kadın gebelik döneminde diyabet tanısı alabilmektedir. “Gestasyonel diyabet” olarak tanımlanan bu tablo gebelik bitimiyle birlikte ortadan kalkabilmektedir.
Gebelik Diyabeti Risk Grubu:
Gebelik döneminde plasenta (göbek kordonu) büyüdükçe salgıladığı hormonlar artar, insülin etkisiz kalır ve kan şekerinde yükselme başlar. Bu etki genellikle gebeliğin 20. ve 24. haftalarında artmaktadır.
Ancak kilo fazlası olan kadınlarda gebeliğin ilk aylarından itibaren kan şekeri yüksek seyredebilmektedir. Doğumun gerçekleşmesiyle birlikte plasenta atıldığından bu hormonlar kaybolur ve şeker hastalığı da ortadan kalkar.
Vücudumuzda insülin olmayınca, besinlerle aldığımız şeker ve diğer besin unsurları, ihtiyaç duyan hücrelere giremez. Böylelikle, hücreler şekere ulaşamazken kanda şeker normal değerlerin üstüne çıkar.
Diyabet Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki farklı şekilde görülür. Tip 1 Diyabet, pankreas bezinin yeterli insülin sağlayamadığı ve tanının genç yaşlarda konulduğu diyabet tipidir.
Tip 1 diyabet hastalarının tedavisinde insülin kullanılmaktadır. Tip 2 diyabet ise, insülinden bağımsız diyabet olarak bilinir. Kadınlarda özellikle polikistik over sendromu ile görülebilir.
Gebelik diyabeti kadında hiçbir belirti yapmadığından bütün gebeler mutlaka taranmalıdır. 50 gram şeker yükleme testi gebeliğin 24-28. haftasında yapılır. Günün herhangi bir saatinde 50 gram glikoz içilir ve bir saat sonra kan şekerine bakılır. 140 mg/dl ve fazla ise şeker hastalığı riski vardır ve bu kişilerde 100 gramlık şeker yükleme testi yapılır. 140 mg/dl’nin altında çıkarsa şeker yok demektir.
Tansiyon ve şeker gibi kronik rahatsızlıklar doğrudan kısırlık sebebi olmasa da kısırlığa sebep olabilen faktörler arasında yer alır. Fakat bundan daha da önemlisi hamile kaldıktan sonra şeker ve tansiyonun nasıl ilerleyeceğidir.
İlk aylarda şekeriniz çok iyi giderken insülin veya ilaç ihtiyacı azalır ama bebek büyüdükçe bu denge tersine dönmeye başlar. Bu süreçte daha çok insüline, diyetisyen kontrollerine ve egzersize ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Tansiyon ve şeker, infertilite değerlendirmesinde hamile kalmadan önce mutlaka gözden geçirilmelidir.
Gebelik diyabeti açısından risk grubunda olanlar şeker yükleme testini gebeliğin ilk aylarında yaptırmalıdır. Bu testin sonucunda diyabet tanısı konmasa da gebeliğin 20-24. haftalarında şeker yükleme testinin tekrarlanması gerekmektedir.
Gebeliği sırasında diyabet almış kadınlarda kan şekeri genellikle 24. haftada çıktığı için bebekte herhangi bir anormallik yaşanmaz. Ancak gebeliğin ilk üç ayında bu sorun tespit edilirse o zaman çok daha dikkatli olmak gerekmektedir.
Gebelik öncesinde diyabet tanısı almış kadınlar da sağlıklı bebek dünyaya getirebilirler. Ancak bu kadınların gebelikleri boyunca kan şekeri kontrolleri çok büyük önem taşımaktadır.
Gebelikte ortaya çıkan diyabet, bebeğin iri olarak doğmasına neden olduğu için önemli bir risktir. Annenin kan şekerinin yüksek olması nedeniyle bebeğin pankreası da daha fazla insülin üretmektedir.
Bu da bebeğin yağlanmasına ve sonuçta da iri olarak dünyaya gelmesine neden olmaktadır. Bu durumda doğumu sezaryen olarak gerçekleştirilmesi zorunlu hale gelebilmektedir.
Bebekte doğumdan sonra kan şeker düşüklüğü yaşanabilmektedir. Bu nedenle bebeğin kan şekerinin düzenli ölçmek gerekir. Ayrıca bu bebeklerde kan kalsiyum ve magnezyum seviyesi düşük olabileceğinden bu yönden de kontrol edilmeleri gerekmektedir.
Gebelik diyabetinde takip iki yönlüdür. Birincisi annenin kan şekerinin ayarlanması, ikincisi kadın doğum uzmanı tarafından bebeğin gelişiminin incelenmesidir. Diyabet takibinin en önemli noktası ise kan şekeri değerlerinin normal seviyelerde kalmasının sağlanmasıdır.
Düzenli yapılacak kan şekeri ölçümlerinde kan şekeri değerinin 60-120mg/l arasında tutulması sağlanmalıdır. Açlık, tokluk 1.saat ve tokluk 2.saat olmak üzere kan şekeri ölçülmeli, ayrıca akşam yemek öncesi ve gece 22.30’da (bazen gece 03-04.00’te) kan şekeri ölçülerek takibi sağlanmalıdır.
Yapılan bu ölçümlerde, açlık kan şekeri 95 mg/dl ve altında, tokluk 1. saat kan şekeri 140 mg/dl ve altında, tokluk 2. saat kan şekeri ise 120 mg/dl ve altında olmalıdır. Ayrıca zaman zaman idrarda keton ölçümünün de yapılması önemlidir. İdrarda keton diyabet açısından önemli bir belirteçtir.
Şeker hastalığı teşhisi ile izlenen anne adaylarının, gebelik öncesi değerlendirilmeleri çok önemlidir ve takiplerini kolaylaştırır. Eğer fazla kilolu ya da obez iseniz, gebelik öncesinde kilo vermeniz ve şekerinizin dengelenmesi, hamileliğinizi daha rahat geçirmenizi sağlayacak ve doğumu da kolaylaştıracaktır.
Öncelikle dengeli ve doğru beslenme alışkanlıklarını edinmek ve egzersiz hamilelikte çok önemlidir. Hamilelerin haftanın 4-5 günü yürüyüş yapmalarını öneriyoruz. Yürüyüş yapılamadığında aerobik egzersizler (hamilelik yogası) 30-40 dakikaya ulaşacak düzeyde yapılmalıdır. Böylece düzenli egzersiz kan şekerini düşürür, tansiyonu dengeler ve kontrolüne de destek olur.
Gebelikte şeker hastalığını iki gruba ayırabiliriz. Daha önceden şeker hastası olduğu bilinen ilk grupta yer alırken 2. grupta 24-28. haftalar arası şeker tarama testleri ile saptadığımız gebeliğe bağlı şeker hastalığı yer alır.
İki şeker hastalığının da gebelikte tanısı ve takibi oldukça önemlidir. Daha önceden şeker hastalığı olduğu bilinen olgularda özellikle ilk 3 ayda şeker düzeylerinin yeterli olarak kontrol altına alınmadığı olgularda biz çocukta yapısal anomalilere sıkça rastlıyoruz.
En sık karşımıza çıkanlarsa beyin omurilik sisteminde oluşan yapısal anomaliler ve kalpte oluşan yapısal anomalilerdir. Bunların açıkçası telafisi mümkün değil.
Bu nedenle gebeliğin erken dönemlerinde hatta gebe kalmadan önce şeker hastası olduğu bilinen olgularda şeker düzeylerinin düzgün şekilde ayarlanması bu konuda hastaların kadın doğumcu ve endokrin uzmanlarından profesyonel yardım alması oldukça önemlidir.
İkinci gruptaki hastalarda ise yani gebelikte şeker hastalığı saptanan hastalarda yine çok önemli. Özellikle bu grupta aşırı iri bebek gelişimi anne karnında suyun aşırı artması ve bunun tetiklediği erken doğum karşımıza çıkan sorunlar arasındadır.
Ayrıca şeker hastalığı olduğu bilinen olgularda bebek doğar doğmaz kan şekerlerinde ciddi düşmelerle karşılaşabiliyoruz. Bu durum bebeğin hayatını tehdit edebilecek bir sıkıntı olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu nedenle şeker hastalığı üzerinde durulması gereken ve gerekli önlemlerin alınması gereken bir rahatsızlıktır.
Gebelikte tokluk kan şekeri
Hamilelikte tokluk kan şekeri kaç olmalı: Yemekten 2 saat sonra <120 mg/dl olmalıdır.
Gebelikte açlık kan şekeri
Hamilelikte açlık şekeri kaç olmalı: Kahvaltıdan önce: 60-90 mg/dl
Öğle ve akşam yemeği öncesi: 60-105 mg/dl şeklinde olmalıdır.
Gebelik süresince 9-12 kg alınması uygundur. Eğer gebeliğe fazla kilo ile başlandıysa 7– 8 kg, düşük kilo ile başlandıysa ise 17–20 kg ağırlık kazanımı normal olarak kabul edilmektedir.
Egzersiz ve hareketli bir yaşam, tüm diyabetliler için büyük önem taşımaktadır. Çünkü egzersiz kan şekeri düşürmeye yardımcı olabildiği gibi kan şekeri kontrolünün sağlanmasında da destek olur.
Gebe kadınların haftanın 4-5 günü yürüyüş yapmalarını önermekteyiz. Yürüyüş dışında aerobik egzersizler de yine her gün 45 dakika olarak yapılabilir. Gebelikte beslenme çok önemli olmakla birlikte diyabet hastası için bu önem daha da artmaktadır.
Beslenmede, daha çok sebze, tam tahıllar, kuru baklagiller, posalı gıdalar tercih edilmelidir. Zeytinyağı, tam buğday ekmeği, yağsız yoğurt ve yağsız süt tüketmeye özen gösterilmelidir.
Margarin tüketilmemeli ve karbonhidrat alımı sınırlanmalıdır. Karbonhidratlar günlük alınan toplam kalorinin %40’ını aşmamalıdır. Bir başka önemli nokta da tansiyon değerleridir.
Bu nedenle düzenli tansiyon ölçümü ve takibi yapılmalı ve büyük tansiyonun 140’ı, küçük tansiyonun ise 90’ı geçmesi durumunda doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.
Gebelik şekeri, %3 oranında görülmekle beraber, bu annelerin %10’u ilerde şeker hastası olabilmektedir. Bebekte ise şeker hastalığı gelişmez.
Ancak tekrar vurgulamak gerekirse anne adayında ilerde şeker hastalığı gelişme riski ilk 10-15 yıl içinde fazladır. Bu nedenle 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekerine baktırılmalıdır.
Gebelikte şeker hastalığı çıkan kadınlarda kan şekeri genellikle 24. haftada çıktığından çocuklarda anormallik olmaz. Çocuklarda anormallik ancak ilk 3 ayda kan şekeri yüksek ise olabilir.
Ancak gebelik öncesi şeker hastalığı varsa bu kadınlarda kan şekeri kontrolü büyük önem taşır.
Gebelik şekeri, bebek açısından aşağıdaki riskleri taşır.
Gebelikte diyabet tanısı almış anne adayları da normal doğum yapabilir. Ancak burada kararı vermede çocuğun durumu etkendir. Doğum genellikle 38. haftada yapılır ve doğum sırasında kan şekeri yüksekse serum ile insülin verilir. Düzenli takip ve kontrollerle de sağlıklı bebekler dünyaya getirmek mümkündür.
Doğum sonrasında da annenin beslenmesinin gebelikte olduğu gibi devam etmesi gerekir. Kan şekeri değerleri kendiliğinden düzeldiğinde insülin tedavisi kesilebilir. Bu nedenle doğumun gerçekleştiği gün ve sonrasında kan şekeri ölçümlerinin düzenli olarak yapılmaya devam etmesi gerekir. Eğer doğum sonrası şeker normal ise doğumdan 1-2 ay sonra yine kan şekeri ölçümü yapılmalıdır.
Gebeliğinde şekeri yükselen tüm kadınlarda daha sonraki yıllarda diyabet gelişme riski yüksek (%10) olduğu için düzenli egzersiz ve kilo kontrolü yanında sağlıklı beslenmelerine de dikkat etmeleri gerekir. Ayrıca 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekeri ölçmekte de fayda vardır. Daha sonra tekrar gebe kalacaklarsa önceden takip ve kontrolleri çok önemlidir.
Kilo kadar önemli bir başka faktör de yağın vücutta daha çok nerede toplandığıdır. Kilosu normal bile olsa, bel çevresi 102 cm’yi aşan erkekler ve 88 cm’yi aşan kadınlar çok risklidir.
Bel çevresi 94 cm’yi aşan erkeklerle, 80 cm’yi aşan kadınlar daha dikkatli olmalıdır. Kişiye özel kilo kontrolü, dengeli ve doğru beslenme ve egzersiz programıyla beraber yaşam biçimi değişikliği sayesinde, şeker hastalığı kontrol edilebilmektedir.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.