Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Gebelik döneminde planlanan uçak seyahatleri sırasında bazı uçak şirketleri tarafından hamile yolculardan istenen hekim onaylı uçabilir raporu, anne adaylarının endişelenmesine yol açabilir. Ayrıca uçuş sırasında radyasyona maruz kalma korkusu da, anne karnındaki bebek için bir diğer tehdit olarak değerlendirilir. Oysa hamilelikte uçak yolculuğu, sağlıklı gebeler için son derece güvenlidir.
Pek çok hava yolu şirketi gebeliğin 36. haftasına kadar olan uçuşlara izin verirken, bu dönemden sonra yapılacak olan uçuşlar için özel izin talep eder. Bunun sebebi uçuşun anne adayı ve bebek için herhangi bir risk taşımasından değil, olası erken doğum senaryosunda, uçak içinde doğumun uygun koşullarda gerçekleştirilemeyecek oluşundandır. Ayrıca uçuş planlanmadan önce, anne adayının hekimi ile bu konuyu görüşmesi ve durumun hekim tarafından değerlendirilmesi de anne ve bebeğin sağlığı açısından son derece önemlidir.
Hamilelik dönemi boyunca yapılan uzun seyahatlerde gebelerin konforu bir parça etkilenebilir. Gebeliğin ilk gününden 36. haftaya kadar güvenle uçak yolculuğu yapılabilse de, uçak yolculuğu için en uygun dönem 13 ile 27. haftalar arasında yer alan ikinci trimester’dır. Bu dönemde, ilk trimester’da yaygın olarak görülen şişkinlik, bulantı, kusma gibi şikayetler azalır ve düşük yapma olasılığı düşer. Gelişen teknoloji ile birlikte, kabin içi basıncın sürekli olarak düzenli tutulabilmesi sayesinde, geçmişte görülen yüksek irtifada oksijen azalması gibi problemler de artık oluşmamaktadır.
Ancak gebeliğe bağlı olarak kanama, tansiyon, şeker ve önceden gerçekleşmiş erken doğum hikayesi gibi özel durumların varlığında, gebelikte uçak yolculuğu hekimler tarafınca önerilmez. Düşük şüphesi bulunan veya daha önce gebeliği düşük ile sonuçlanmış anne adaylarının ve bebeğinde gelişim sorunu bulunan kişilerin de uçmadan önce mutlaka uzman hekim ile görüşmesi gerekir. Hamilelikte yolculuk yapmadan önce anne adayının titizlikle uçuş öncesi ve uçuş sırası hazırlıklarını yapması da önemlidir.
Gebelikte yolculuk yapmadan önce, uçuş sırasında karşılaşılabilecek olası problemlerin göz ardı edilmemesi gerekir. Bu yüzden rutin kontroller dışında, anne adayı mutlaka uçuş öncesi hekim ile görüşmeli ve seyahatle ilgili risk oluşturabilecek durumun varlığı hakkında bilgi almalıdır. Hekim, anne adayının gebelik sürecindeki tüm bilgilerini göz önünde bulundurarak, tekrar muayene eder. Gerekli olduğunda ek tetkikler yaparak, hem bebeğin hem de anne adayının sağlık durumunu değerlendirir.
Hamilelikte uzun yolculuk için sakınca bulunmaması durumunda hekim, uçuş sırasında anne adayının konforunu artıracak küçük egzersizler önerir. Dolayısıyla uçuş öncesinde uzman hekimden görüş almak, yapılan hazırlıkların başında yer alır. Uçuş için anne adayı kendisini ve özellikle karın bölgesini sıkmayan bol kıyafetler giymelidir. Ayaklarının rahat etmesini engelleyecek ayakkabılar ve dar çoraplardan kaçınmalıdır. Uçuş süresine bağlı olarak, kendi diyetine ve damak tadına uygun aperitif yiyecekler almak da uçuş sırasında anne adayının konforunu artırır. Yalnız seyahat edilecek ise, ağır valiz hazırlamaktan kaçınılmalıdır. Bazı hava yolu şirketleri anne adaylarından doktor raporu talep ettiğinden, bilet satın almadan önce yolcu kuralları dikkatlice incelenmelidir.
Gebelikte uçak yolculuğu anne adaylarını kaygılandırsa da uçuş, gebelik süreci sorunsuz devam eden sağlıklı anne adayları için risk oluşturmaz. Uçak seyahati için en uygun dönem gebeliğin 13 ile 27. haftaları arasındaki dönemdir. 2. trimester olarak adlandırılan bu dönemde; anne adayının bulantı, kusma gibi şikayetleri sona ermiş ve henüz erken doğum riski bulunan 3. trimester’e girilmemiştir. Anne adayının kendini en rahat ve enerji dolu hissettiği bu dönem, uçak seyahatleri için ideal zamandır. Kişide şeker, yüksek tansiyon gibi gebeliği riske sokacak rahatsızlıklar olmadığı sürece, keyifle uçak yolculuğu yapılabilir. Uçuş başlamadan önce havaalanında yer alan güvenlik kontrollerinden geçilmesi anne adayına ve bebeğe zarar vermez. Bunun sebebi, kapı ve dedektörlerin bilinenin aksine X ışınları ile çalışmamasıdır. Uçak içi kabin basıncı da yasal mevzuatlar gereği belirli sınırlar içinde tutulur. Bu sayede oksijen seviyesinde artış ya da azalma olmadığından, anne adayı ya da bebek bu durumdan etkilenmeden yolculuk yapabilir.
Uçuş sırasında anne adayı rahat etmek için uçağa binmeden önce görevlilerden geniş koltuk talep edebilir. Ayrıca koridor tarafında oturmak da, özellikle uzun uçuşlarda anne adayının rahatça hareket edebilmesine olanak tanır. Diğer taraftan; emniyet kemeri mutlaka karnın alt kısmına gelecek şekilde takılmalıdır. Kemer bebeğin bulunduğu üst bölgeden değil, kucağın alt kısmından geçirilmelidir. Her saatte bir ayağa kalkmak ve koridorda yürüyüş yapmak, kan dolaşımını hızlandırarak, ayak ve ayak bileklerinde şişkinlik oluşmasını önler. Ayrıca otururken, bacakları ileriye doğru uzatıp, ayak uçlarını yukarı ve aşağı doğru hareket ettirmek, bacak kaslarını ve ayak parmaklarını germek de yolculuk süresince olası ağrı ve şişliklerin önüne geçilmesine yardımcı olur. Böylece tromboz adı verilen pıhtı oluşumu ve varis riski de azalır. Yan koltuk boş ise uzun oturmak, uçuş sırasında konforu arttıran etkenler arasında yer alır. Dehidrasyon olarak tanımlanan vücudun susuz kalması durumu gebelik için son derece zararlıdır. Bu yüzden uçuş sırasında bol sıvı tüketiminin ihmal edilmemesi gerekir.
Hamilelikte uçak yolculuğu ilk 3 ay yani ilk trimester içinde olan kişiler için herhangi bir problem teşkil etmese de anne adayının bu dönemde hamileliğe bağlı olarak hâli hazırda bulantı, kusma, yorgunluk ve şişkinlik gibi şikayetleri bulunabilir. Uzun uçuşlarda, bu şikayetler kişiye zorluklar yaşatabileceği gibi, anne adayının son derece konforsuz hissetmesine de yol açabilir. Ayrıca kanama ve düşük riski de bu aylarda daha yüksektir. 8 aylık hamilelikte yolculuk zorunda kalınmadıkça önerilmez. Anne adayı, gebeliğinin 36. haftasında ise erken doğum riski bulunduğundan, uçak yolculuğu yapmamalıdır. Çoğu hava yolu şirketi, bu dönemden sonra doktor raporu bulunsa bile uçuşa izin vermez. Hamilelikte yolculuk yasağı, çoğul gebeliklerde 32. haftada başlar. İkinci trimester, uçuş için en az risk bulunduran ideal dönem olduğundan uçuş planlarının, eğer mümkün ise bu dönemde yapılması hekimler tarafından önerilir. Hem anne adayının rahatı hem de gebelik süreci için çok daha az risk bulundurmasından dolayı bu dönem uçak yolculukları için son derece uygundur.
Uçak kabinlerindeki basınç anlık olarak takip edilip, mevcut irtifaya göre sürekli olarak ayarlanır. Bu yüzden uçak yolculukları bebeğe zarar vermez. Sıklıkla sorulan bir diğer soru da hamilelikte yolculuk ne zaman tehlikeli olur şeklindedir. Çoğul gebeliklerde 32. hafta, tekil gebeliklerde ise 36. haftadan sonra uçak yolculuğu yapmak doğum riski taşıdığından tehlikelidir. Anne adayında düşük yapma riski, yüksek tansiyon ve şeker gibi hastalıkların bulunması gebelik için risk oluşturur. Ayrıca daha evvel düşük ya da erken doğum öyküsü bulunan anne adaylarının da uçağa binmesi önerilmez. Anne adayı ve bebek, rutin kontroller sırasında son derece sağlıklı olsa bile uçak yolculuğu öncesinde mutlaka hekime danışılarak görüş alınmalıdır.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.
Yorumunuzu Gönderin