Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
1957 Sivas doğumluyum. Ögrenimimi anadolu’nun çeşitli yerlerinden tamamladıktan sonra Ankara üniversitesi tıp fakültesinden üniversite eğitimine başladım. 1980 yılında Ankara üniversitesi tıp fakültesinden tıp doktoru olarak mezun oldum. 1981 ocak ayında Ankara üniversitesi tıp fakültesi kadın hastalıkları ve doğum kliniğinde asistanlığa başladım. Yaklaşık 4 buçuk yıl kadar sürdü. Bu sürecin sonunda 1985 temmuz ayında kadın hastalıkları doğum uzmanı oldum. Hemen arkasından askerlik görevim için Diyarbakır’a gittim. Diyarbakırdaki askerlik görevim 1987’de bitti. 1987 yılında Rize’de mecburi hizmete başladım. Yaklaşık olarak 3 ile 4 aya kadar Rize’de çalıştıktan sonra Ankaraya geri döndüm. Ssk Ulucanlar Doğum evinde mecburi hizmetimin geri kalan kısmını tamamladım. Ulucanlar doğum evindeki çalışmamdan sonra tekrar Ankara ünüversitesi doğum evine Ankara üniversitesi tıp fakültesine yardımcı doçent olarak döndüm. Bu süreç yaklaşık 1 buçuk yıl kadar devam etti. Bunun hemen ardından Amerika Birleşik Devletlerinden Detroit kentinde Wayne State Üniversitesinden 1 yıl kadar infertilite yani kısırlık tüp bebek konusunda eğitimi aldım. Dönüşümde Ankara üniversitesi tıp fakültesinde tüp bebek merkezinin kuruluşuna katıldım. 1996 yılına kadar bu merkezde çalıştım. 1996 yılında üniversiteden ayrılarak İstanbul’a geldim. İstanbul’da ilk kez Alman hastanesinde tüp bebek merkezini kurdum. Sonrasında çok büyüdü bilinen bir merkez haline geldi. 2009 yılı kasım ayında tüm ekibimle beraber yaklaşık olarak 45 kişilik bir ekiple beraber Alman hastanesinden tamamen ayrıldık ve kendi merkezimizde yani Bahçeci Fulya Tüp Bebek merkezimizde çalışmaya başladık. Yaklaşık olarak 1 yıldır 1 yıldan fazla bir süredir bu merkezde çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz. Bu süreç aslında çok uzunca bir süreç 1996 yılında başladı.
Başlangıçta amacımız bir tüp bebek merkezi kurmaktı. Daha sonra şartlar edindiğimiz bilgi birikim buna artık geldi yeni yerlerde yeni yatırımlar yapmaya bilgimizi tecrübemizi farklı kişiler farklı milletlerle paylaşma yolunu seçtik. İlk önce Azerbaycan’da bir tüp bebek merkezi açma girişimimiz oldu. Azerbaycan’ın ilk tüp bebek merkezini kurduk . Burada da 4 yıl kadar süre ile çalışarak çok sayıda insanın gebe kalmasına neden olduk. Hala Azerbaycan’da çok sayıda hastamız var. Bu Azerbaycanı kurarken eş zamanlı olarak Kıbrıs’ta da bir başka tüp bebek merkezi kurduk. Bu da Gazimağosa’da Ortadoğu ve Balkanlar tüp bebek merkezi. Bu süre bu üç merkeze devam ederken yıllar bizim daha farklı olaya bakmamıza ve farklı genişleme anlamında gelişmemize neden oldu. Öncelikle ikinci tüp bebek merkezimizi açmak istedik İstanbul’da. Anadolu yakasından Umut Tüp Bebek merkeziydi. Bugün Bahçeci Umut Tüp bebek merkezi adı altında İstanbul Anadolu yakasının en büyük merkezlerinden biri olarak görevine devam etmektedir. Bu süreç benim iki tane farklı coğrafyaya karşı özel bir ilgim var. Bunlardan bir tanesi Balkanlar coğrafyası bir diğeri de Ortadoğu. Bu benim belki dünya görüşümle ilgili bir şeydir. Öncelikle Ortadoğu’da bir yatırımımız olsun istedik. Buna bağlı olarak Kuzey Irak dediğimiz bölgede Erbil’de ilk tüp bebek merkezimizi 2008’de açtık. Bu süreç içerisinde geçen yıllar içerisinde burası Erbil’in en büyük tüp bebek merkezi olarak faaliyete devam ettirmektedir. Burada ekibimizden embriyologlar hemşireler görevlerini devam ettirmekte ve Kuzey Iraklı dostlarımızla birlikte ordaki hekim arkadaşlarımızla birlikte tüp bebek merkezimizin devamlılığını sağlamaktayız.
Buradan iki farklı açılım yaptık bunlardan bir tanesi dediğim gibi Balkan coğrafyası. Bu biraz tarihsel bağlar biraz o coğrafyaya karşı benim olan özel olan ilgimden dolayı ve de aynı zamanda o coğrafyanın bize karşı ilgisinden dolayı Kosova’da ilk merkezimizi açtık balkanlarda. Neden o coğrafya bize karşı ilgiliydi. Çünkü o coğrafyadaki ilk 1996’lardan sonra oluşan süreç içerisinde özellikle o Kosovada ki savaş süreci içerisinde çok sayıda Arnavut hasta bize geldi. Bizde şifa buldu. Hatta yıllar içerisinde bu merkezi açmadan önce Kosovada bir anneler günü şöleni düzenledik. Buraya yaklaşık bin kişilik çok büyük bir grup katıldı. Bu bizi gerçekten çok duygulandırdı. Çok iyi şeyler yaptığımızı düşündük ve o coğrafya’ya daha farklı gözlerle bakmaya başladık. Ve bu farklı bakışın sonucuda bize Kosova’da bir özel dal hastanesi kadın hastalıkları ve doğum kliniği açma imkanı verdi.
Kliniğimiz Kosova’da faaliyet göstermekte ve bugün Kosova’nın bu kısa süre içerisinde o bölgenin en güçlü en büyük kliniği haline geldi. En güvenli kliniği haline geldi. Çünkü altyapısı çok kuvvetliydi çok iyi hekim ve embriyolog arkadaşlarla çalışıyorduk. Sağlık personelimizin bir kısmını Türkiye’den göndermiştik konuyu bilen kişilerdi. Gerçekten güzel bir iş yaptılar. Ve bugün sonuçlarından çok memnunuz. İnanıyoruz önümüzdeki günlerde dahada gelişecek. Bağdatta da bir klinik kurduk. Bağdat yine bu gelişim sürecinin sonucunda ortaya çıktı. Erbil’de faaliyet gösterirken bizi duyan Bağdatlı hekimler bizimle temasa geçtiler ve Bağdatta böyle bir merkez açıp açamayacağımızı sordular. Başlangıç itibariyle herkes bize Bağdat deyince korkuyla söz etti. Bağdata nasıl gidebileceğimizi söyledi, düşündü riskli olduğunu söylediler doğru. Bağdat bugün için çok stabil bölge değil ama biz daha önce Erbil’e gittik. Ben Bağdata bir kaç defa gittim. Onların çok tehlikeli dediği yollardan Bağdat’tan karayolu ile Erbil’e geldim. Yani artık o coğrafya ile yakınlaşmıştık. Sonuçta bizim insanlarımıza çok yakın olan insanlar. Ve biz kendimizi orada güvenli hissediyoruz. Ve de Bağdatta merkezimizi açtık.
Bağdatta merkezimiz açılırken daha birkaç ay oldu şu sıra içerisinde de hakikaten Bağdatlılar bize karşı çok fazla hatırşinas davranıyorlar, bize önem veriyorlar ve de her geçen gün hasta sayımız artıyor. Önümüzdeki günlerde farklı yerlere gitmeyi düşünüyoruz. Çünkü bu alanda deneyimde eğer bir iş yapıyorsanız ve bunu da bir iş olarak görüyorsanız devamlılığı sağlamak için büyümeniz gerek. Büyümek devamlılığın garantisi bu nedenden dolayı eğer bu piyasada ayakta kalmak istiyorsak kendimizi daha çok geliştirmek istiyorsak daha çok araştırma yapmak istiyorsak daha çok insana iş imkanı tanımak istiyorsak ve daha kaliteli iş yapmak istiyorsak büyümemiz gerekir. Bizde hep büyümenin hesaplarını yapıyoruz ve de hedeflediğimiz 3 tane temel yer var. Bunlardan birtanesi Balkanlar. Balkanlar tarihsel bağlarımız var. Ordaki insanlar bizi seviyorlar. Ama bir şartla doğru iş yapmak koşuluyla. Balkanlara bizden önce Türkiye’den gidenler olmuş ama aynı başarıyı bizim gösterdiğimiz başarıyı gösterememişler. Bu bütün coğrafyalar için geçerlidir. Yani biz bir yere bir günlüğüne gitmiyoruz. Biz bir yere gidelim bir kaç ay kalalım para kazanalım oradan kaçalım diye gitmiyoruz. Biz gittiğimiz yerde kalıcı olmak için gidiyoruz .Biz gittiğimiz yerde iz bırakmak için gidiyoruz. Nitekim Osmanlı’dan beri baktığınız zaman biz çok güzel izler bırakmışız ve bu izleri takip ederek yeni merkezler açmak istiyoruz. Aynı şey Arap coğrafyası içinde geçerlidir. Ortadoğu coğrafyası içinde geçerlidir.
Ortadoğu coğrafyasında baktığınız zaman bizim gerçekten güzel izler bıraktığımızı görüyorsunuz geçmişten kalan ve biz bu izleri şimdi takip ederek Ortadoğu’da büyümek istiyoruz. Birde gitmek istediğimiz bir diğer yer bizim sıkça adını kullandığımız Türkü cumhuriyetleri. Türkü Cumhuriyetlerine de çok sayıda iş adamı gidiyor, iş yapmak istiyor ama onlar kalıcı iş yapmak isteyenleri istiyorlar. Kalıcı iş yapmak isteyenlere kucak açıyorlar. Nitekim takip ederseniz, görürsünüz ki Kazakistan’da Azerbaycan’da özellikle Kazakistan’da çok büyük iş adamlarımız kalıcı işler yapmışlar. Ve onların kapıları onlara her zaman açık. Bizde buralarda kalıcı sağlık yatırımları yapmak istiyoruz. Dediğim gibi bu üç noktada Balkanlar, Türkü Cumhuriyetler ve Ortadoğu buralar bizim etkinlik alanımız. Bizler buralarda büyümeye devam edeceğiz.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.