Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre günümüzde her altı kişiden biri kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Rahim (uterus) kanseri en yaygın kadın kanserlerinden birisidir ve ülkemizde kadınlarda görülen en yaygın 4. kanser türüdür.
Rahim kanserleri temel olarak iki grup altında ele alınır; rahmin içini saran ve endometriyum olarak adlandırılan mukozadan köken alanlar ve rahmin kas tabakası olan miyometriyumdan köken alanlar.
Rahmin kas tabakasından köken alanlar “sarkom” olarak adlandırılır. Sarkomlar daha az görülür, daha agresif bir türdür ve genellikle tedavisi daha güç olmaktadır.
Endometriyumdan köken alan ve endometriyel kanser olarak da bilinen karsinomlara ise özellikle menopoz sonrası sık rastlanılır. Erken teşhis ile tamamen tedavi edilmesi mümkündür.
Endometriyum döllenmiş yumurtanın implante olduğu ve bebeğin geliştiği tabakadır. Üreme çağındaki kadınlarda yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonları koordineli olarak endometriyumun gebeliğe hazırlanıp kalınlaşmasında ve gebelik şekillenmemiş ise dökülmesinde rol oynarlar.
Bu tabaka kadın menopoza girene kadar her ay olası bir gebeliğe hazırlık yaparak çoğalır, gebelik şekillenmemiş ise dökülerek adet kanaması ile vücuttan uzaklaştırılır.
Ancak bazen endometriyum hücreleri kontrolsüzce çoğalarak tümör oluştururlar. Tedavi edilmediği takdirde kanser hücreleri öncelikle rahmin farklı tabakalarına sonra yumurtalıklar gibi komşu organlara, ilerleyen dönemde ise akciğer gibi uzak organlara yayılabilirler. (metastaz).
Endometriyum hücrelerinin kontrolsüzce çoğalma sebebi bilinmemektedir. Östrojen-progesteron dengesinin östrojen lehine bozulmasının endometriyum kanserine yol açabileceği sanılmaktadır.
Yani, daha uzun süre ve daha yüksek miktarda östrojene maruz kalma, progesteron içermeyip sadece östrojen içeren hormon replasman tedavileri hastalığa zemin hazırlayabilir.
Özelikle menopoz sonrası vajinal kanama en yaygın belirtisidir. Bu dönemde lekelenme tarzında, uçuk pembe renk, yoğun olan veya olmayan her türlü vajinal kanama normal dışıdır ve tıbbi yardım almayı gerektirir.
Üreme dönemindeki kadınlarda ise en yaygın belirti iki adet dönemi arasında ara kanamaların görülmesidir. Bunun dışında, yaygın olmamakla birlikte karında şişkinlik, kasıklarda veya karnın alt kısmında ağrı, açıklanamayan kilo kaybı gibi belirtiler de görülebilir. Hastalığın evresine ve yayıldığı bölgelere göre farklı belirtiler de görülebilir.
Risk faktörleri kişinin rahim kanserine yakalanma riskini artırabilir ancak bu riskleri taşıyan her kadın mutlaka kansere yakalanacaktır diye bir genelleme yapmak doğru olmaz.
Yukarıda bahsedilen belirtilerden herhangi biri sizde mevcut ise vakit kaybetmeden hekiminize danışmanız gerekir. Rahim kanseri erken teşhis ile tedavi edilebilmektedir.
Ultrason cihazıyla endometriyumunuzun yapısını ve duvar kalınlığı incelenir. Şüpheli bir durum söz konusu ise kesin tanı için endometriyel biyopsi yapılır.
Biyopsi sırasında ince bir tüp yardımı ile rahim mukozasından örnek alınır. Anestezi gerektirmeyen bir işlemdir. Bu işlemle yeteri kadar doku alınamadıysa, dilatasyon ve küretaj uygulanarak bölgeden tekrar örnek alınır.
Dilatasyon & küretaj (D&C) ameliyathane şartlarında anestezi altında yapılır. Tüm rahim duvarından örnekler alınarak patolojik incelemeye gönderilir.
Kesin tanı patolojide mikroskop altında incelenerek konulur. Hastalığın varlığı doğrulanır ise hangi aşamada olduğunun saptanması için hekiminiz tarafından ileri tetkikler istenir.
Endometriyum kanser evreleri şu şekildedir:
I. Evre: Sadece rahim içerisinde sınırlıdır.
II. Evre: Rahim ağzına (serviks) yayılmıştır.
III. Evre: Fallop tüplerine, overlere, vajene veya lenf düğümlerine yayılmıştır.
IV. Evre: Mesane veya kolon gibi yakın organlara veya üst karın bölgesine, akciğere veya kasık lenf düğümlerine yayılmıştır.
Tedavi seçenekleri pek çok faktöre bağlı olarak değişmektedir. Hastalığın evresi, hastanın yaşı, hastalığa eşlik eden diğer sağlık sorunları, hastanın çocuk sahibi olmak isteyip istememesi gibi değişkenler tedavi protokolünü etkiler. Hastanın durumuna spesifik olarak cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormon tedavisi seçeneklerinden biri veya birden fazlası uygulanır.
Cerrahi: Endometriyum kanserlerinde ana tedavi yöntemidir. Histerektomi diye adlandırılan işlemle rahim ve rahim ağzı (serviks) alınır. Bu işleme sıklıkla yumurtalıkların alınması da dahil edilir.
İşlem sırasında gerekli görülürse, pelvis ve karın içindeki lenf düğümleri de uzaklaştırılabilir. Daha küçük kesi ile yapılan laparoskopi ya da robotik cerrahi gibi minimal invaziv cerrahi yöntemleri de kullanılabilmektedir. Cerrahi sonrası çıkartılan dokular patolojik incelemeye tabi tutularak hastalığın evresi kesin olarak saptanır.
Radyoterapi: Hekiminiz cerrahi işlem sonrası elde edilen bulgulara dayanarak hastalığın nüks edeceğini düşünüyorsa radyoterapi önerebilir. Radyoterapi aynı zamanda cerrahi girişimin uygun olmadığı hastalarda da fayda sağlamaktadır.
Kemoterapi: Kanserin ilaçla tedavi edildiği yöntemdir. Kemoterapi genellikle daha ileri evrelerde (III. ve IV. evre) veya ilk tedavi sonrası hastalığın tekrarladığı durumlarda uygulanır.
Kullanılacak olan ilacın sayısı hastanın ve hastalığın durumuna göre farklılık göstermekle birlikte bu tedavi yönteminde sıklıkla ilaç kombinasyonlarından yararlanılır.
Kemoterapi cerrahi tedavi ve radyoterapi gibi belirli bir bölgeyle sınırlı değildir, ilaçlar kan yoluyla tüm vücuda dağılarak metastaz yapmış kanser hücrelerinin tümüne etki eder.
Hormon Tedavisi: Vücudun diğer bölgelerine yayılmış kanser hücrelerini durdurmak için yüksek doz progesteron kullanılabilir. Tümörün boyutu uygunsa ve rahim duvarına yayılmadığı tespit edilmiş ise doğurganlığını korumak isteyen hastalarda cerrahi işlem yerine organ koruyucu tedavi uygulanabilir. Hastanın yüksek doz progesterona yanıtı yakından takip edilerek gebe kalması da mümkün olabilmektedir.
Rahim kanseri oluşmasını tamamen engellemek mümkün olmasa da taşıdığınız risklerden bazılarını azaltabilirsiniz. Özellikle de aşırı kiloluysanız sağlıklı beslenmeye özen göstererek kilo verebilir, yağlı besinlerden uzak durabilirsiniz.
Yağlı beslenme alışkanlığı ve obezitenin, vücuttaki östrojen düzeyini yükselterek rahim kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Ülkemizde obeziteye bağlı olarak gelişen kanserlerin sayısı yıllık 6.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Obezitenin rol oynadığı kanserler daha çok kadınları etkilemektedir. Ovülasyon düzensizliklerinde de östrojen maruziyeti fazla olduğu için rahim kanseri riski de artmaktadır.
Polikistik over sendromu ovülasyon düzensizliğine yol açar ve tedavisi mümkündür. Polikistik over sendromu tedavisi olarak aynı zaman da rahim kanseri riskinizi de azaltabilirsiniz.
Periyodik jinekolojik muayenelerinizi aksatmamak, düzenli smear testi yaptırmak, hekiminiz öneriyorsa rahim ağzı kanseri aşısı olmak, kanser belirtilerini göz ardı etmeyip uzman hekiminize danışmak, daha önce rahim kanseri tedavisi olmuşsanız takipten çıkmamak da riskleri azaltmanıza yardımcı olur.
Siz de hekiminizden randevu alarak kontrole gelebilir ve rahim ağzı kanseri ve taşıdığınız riskler hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Tüm sorularınız için 444 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
Danışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.
Yorumunuzu Gönderin