Bizi Takip Edin!
Hasta hikayeleri, bilgilendirici videolar ve çok daha fazlası sosyal medya hesaplarımızda
Tüp bebek tedavisi; anne-baba adayı, doktor, laboratuvar kadrosu ve yardımcı sağlık ekipleriyle birlikte uyumla ilerlenen bir süreç. Gelin birlikte tüp bebek tedavisi, başarı oranları ve tedavi süreci gibi temel bilgileri öğrenerek başlayalım:
Tüp bebek, kısırlık tanısı konmuş çiftlerin çocuk sahibi olmasını sağlamak için kullanılan bir yardımcı üreme tekniğidir. IVF adıyla da bilinir. IVF, "in vitro fertilization" teriminin kısaltması olup sperm ve yumurtanın laboratuvar ortamında birleştirilmesi anlamına gelir. Bu birleştirme işlemiyle embriyolar elde edilir.
Bu embriyolar, gelişimleri laboratuvarda takip edildikten sonra anne adayının rahmine transfer edilir. Embriyo transferinden yaklaşık 12 gün sonra, anne adayına gebelik testi yapılarak sonuç öğrenilir.
Tüp bebek tedavisi ekip uyumu gerektiren bir tedavi sürecidir. Jinekolog (kadın hastalıkları ve doğum uzmanı), androlog (üroloji uzmanı), embriyolog, hemşire ve yardımcı personelden oluşan bir ekip çalışmasıyla yürütülmesi gerekir.
Tüp bebek tedavisi, çiftin korunmasız cinsel ilişkide bulunmalarına karşın bebek sahibi olamadığı durumlarda uygulanan bir tedavi yöntemidir
1 yıl boyunca korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi önerilir.
6 ay boyunca korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye rağmen doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi önerilir.
Bu süre içinde gebelik sağlayamayan çiftlerin sağlık kontrollerinin yapılması ve üreme kapasitelerinin belirlenmesi için hekime başvurmaları gerekir.
Kliniklerimizde tüp bebek tedavisine başlamadan gebelik elde ettiğimiz çok sayıda çiftimiz bulunuyor. Tedaviye başlamadan önce hastalarımızı detaylı olarak analiz ederiz. Başarılı bir tüp bebek tedavisi için birinci kural çocuk sahibi olmaya engel olan nedenin doğru tespit edilmesidir.
Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerde altta yatan farklı sebepler olabilir. Bu yüzden; doğru tanıyı koymak nasıl bir tedavinin yapılacağına karar vermede oldukça önemlidir.
Örneğin; Rahim içerisinde anne adayının gebe kalmasını engelleyecek büyüklükte ve yerleşimde miyom, polip gibi rahim içi kistik bulgular varsa buna yönelik tedavileri uygulayarak tüp bebek tedavisine gerek kalmadan gebelik elde edilebilir.
Amacımız, eğer hasta öyküsü izin veriyorsa hastalarımızın maddi ve manevi olarak zorlanmadan çocuk sahibi olmalarını sağlamak.
Mevcut sorunlar tedavilerle ortadan kaldırılmasına rağmen hala bir gebelik oluşmuyorsa aşılama tedavisine başvurulabilir. Basit ve hızlı bir yöntem olan aşılamanın uygulanabilmesi için erkekte sperm, kadında yumurta üretiminin olması gerekiyor.
Aşılama tedavisinin uygun görülmesi durumunda anne adayı, adetinin 3. gününde doktoruna muayene olur. Bu muayenede yumurtalıkların durumu kontrol edilir ve gerekli görülmesi halinde hormon ilaçları ile yumurtalıklar büyütülür. Yumurtalar istenen olgunluğa geldiğinde çatlatma iğnesi uygulanır. En kaliteli ve gebelik elde etme olasılığı en yüksek olan spermler seçilerek katater yardımıyla rahim içerisine transfer edilir.
Tüp bebek tedavisine başlamadan hamile kalabilmek için anne ve baba adaylarına farklı takip yöntemleri uygulamaktayız.
Tedavide başarı oranı, yaşa ve infertilite nedenine bağlı olarak değişiklik gösterir. Başarıyı belirleyen en önemli faktör, yeterli sayı ve kalitede yumurtaya sahip olmaktır. Yani yumurta rezervinin durumu tedavi başarısını doğrudan etkiler.
Kadınlarda yumurta sayısı yaşla birlikte azalır. Özelikle 30’lu yaşların ortasına geldiğinde yumurta rezervinde belirgin azalma görülmeye başlar. Sayıca azalmanın yanında kalite düşüklüğü de bu yaşlardan sonra belirgin hale gelir. Dolayısıyla anne adayı ne kadar gençse yumurta sayısı ve yumurta kalitesi o kadar yüksek olur.
Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin zaman kaybetmeden tedaviye başlaması başarı şansını artırmak adına önemlidir
Tüp bebek uygulamalarında başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden biri embriyoloji laboratuvarının kalitesi ve embriyologların deneyimidir. Yumurta toplama işleminin ardından embriyo gelişimi için tüm işlemler embriyoloji laboratuvarında gerçekleşmektedir.
Başarılı laboratuvar; en son teknolojik altyapı ile donatılmış, kullanılan malzeme ve ekipmanları kaliteli olan, alınan yumurta ve sperm hücrelerinden mümkün olduğu kadar az kayıp ile en kaliteli embriyoyu üreten ve seçebilen laboratuvardır.
Tüp bebek tedavisi ekip işidir. Doktor, embriyolog, genetik uzmanı, hemşire kısacası tedavide yer alan herkesin alanında uzmanlaşmış olması ve uyumlu çalışma sistemi başarıyı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Hekimin deneyimi, tanı ve tedavi protokollerini çiftlerin özel durum ve gereksinimleri çerçevesinde değerlendirerek kişiye özel tedavi planı oluşturması önem taşır.
Tedavide başarı şansını arttırmak için çiftlere de birtakım sorumluluklar düşmektedir. Çiftlere tedaviye başlamadan yaklaşık 3 ay öncesinde sağlıklı yaşam tarzını benimsemeleri önerilir. Çocuk sahibi olmak için tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerin bazı önerilere dikkat etmesi, tedavi süreçlerinde büyük destek sağlamaktadır. Bu süreçte stresi kontrol altına almak, düzenli egzersizle birlikte sağlıklı beslenmek de tedavi sonucuna olumlu etki etmektedir.
İlk adım ön görüşmedir. Tıbbi öykünüzü dinler, varsa önceki tedavi ve test sonuçlarınızı inceleriz. Bu aşama, aslında tedavi sürecinin doğru şekilde planlanabilmesi için en önemli aşamayı oluşturmaktadır.
Ön görüşme için adetin belli bir gününde olma zorunluluğu yoktur. Herhangi bir günde de bu görüşme yapılabilmektedir.
Anne adayı, adetin ikinci ya da üçüncü günü muayeneye gelir. Hekimimiz, anne adayının yumurtalık kapasitesi ve rahmiyle ilgili bilgi edinmek için muayene eder. Yumurta rezervinin durumunu gösteren AMH testi istenir. Gerekli görüldüğünde rahim filmi (HSG) veya histeroskopi yapılması istenebilir.
Bunun dışında kadına ait tiroid fonksiyon testleri, prolaktin hormon düzeyi ile kan sayım, kan grubu ve serolojik testler dediğimiz Hepatit ve HIV testleri de istenebilir.
Muayene sonuçlarına göre hekim, hastanın yumurtalıklarının uyarılarak çok sayıda yumurta gelişimini sağlamak amacıyla hormon ilaçları verir ve ilaçlarla ilgili hastaya bilgilendirme yapılır. Yaklaşık 8-14 günlük hormon ilaçları kullanımı süreci başlar. İğneleri kullanmaktaki amaç olgun yumurtalar elde etmektir. İğnelerin kullanımı oldukça basittir, kendi kendinize uygulayabilirsiniz.
Anne adayı iğneleri düzenli olarak uygular ve yumurta gelişimine göre belirlenecek aralıklarla doktorunu ziyaret eder
Folikül gelişim takibi, kanda ölçülen östrojen düzeyi ve ultrasonografide gözlenen folikül sayısı ve boyutları ölçülerek yapılır. FSH ve HMG içeren iğnelerin dozunu, bu verilerin süreç içinde birlikte değerlendirilmesiyle belirliyoruz.
Foliküller büyüdükçe kandaki östrojen düzeyleri yükselmektedir. Bazı özel durumlarda LH ve progesteron hormonları da ölçülerek fikir edinilir.
Takip muayeneleri yumurtalıkların cevabına göre günlük ya da gün aşırı olabilir. Yaklaşık 8-10 günlük süreçten sonra foliküllerin en büyüğü 18-20 mm boyutuna ulaştığında HCG iğnesi (çatlatma iğnesi olarak da bilinir) uygulanır ve bu iğneden yaklaşık 34-36 saat sonra yumurta toplama işlemine geçilir.
Tedavi süresince geliştirilen yumurtaların dış ortama alınmasına yumurta toplama (OPU - oocyte pick-up) adı verilir. Yaklaşık 10 dakika kadar süren işlem anestezi altında gerçekleştirilir.
Hasta vajinal muayene pozisyonunda uzanır ve yumurtalar toplanırken herhangi bir acı hissetmez. İşlemin ardından maksimum 1 saat kadar klinikte dinlendikten sonra evine dönebilir.
Aynı gün erkek hasta, sperm odasında mastürbasyon yoluyla sperm örneği verir. Mastürbasyon sırasında kayganlaştırıcı madde, sabun ve benzeri öldürücü maddeler olmamalıdır. Alınan sperm laboratuvara iletilir ve burada gerekli işlemlerin ardından dölleme işlemine geçilir.
Döllenme işlemi için taze spermin mevcut olmaması gibi bazı özel durumlarda daha önceden dondurularak saklanmış spermler çözülerek kullanılabilir.
Dölleme işlemi iki temel metotla gerçekleştirilir:
Klasik tüp bebek: Sperm ve yumurta hücrelerinin aynı ortam içine konulması ile hareketli spermlerin doğal ortamlarında yumurtaya ulaşarak döllenme sağlanır.
Mikroenjeksiyon: Seçilmiş sperm hücresinin yumurta içerisine mikrokanüler kullanılarak enjekte edilmesidir.
Dölleme işlemi sonrası yumurtalar, inkübatör adı verilen ve rahim ortamını en iyi şekilde taklit eden cihazlarda muhafaza edilir.
Embriyoların gelişimini günlük olarak takip ederek rahme tutunma olasılığı en yüksek ve en kaliteli embriyoları seçiyoruz.
Embriyoskop olarak da bilinen cihazlarla, embriyoların stressiz gelişimi için ortamlarını bozmadan 7/24 canlı olarak gözlemleyebiliyor; böylece potansiyeli en yüksek embriyoların seçimini daha doğru ve daha güvenli şekilde gerçekleştirebiliyoruz.
Tüp bebek tedavisinde en kısa süren, fakat en önemli aşama embriyo transferi aşamasıdır. Zira tüm tedavi boyunca geliştirilmiş bir embriyonun rahme transferinin doğru şartlarda yapılamaması tüm tedavi başarısını riske atabilir.
Embriyo sayısına ve gelişimine, yaşa, geçmiş deneme sayılarına ve diğer pek çok parametreye göre OPU (yumurta toplama) sonrası 2-6. günler arasında gerçekleştirilmektedir. Belirli bir olgunluğa erişmiş olan embriyo özel kataterler yardımı ile rahim içerisine yerleştirilir.
Transfer yapıldıktan sonra, taze sikluslarda 12. gün, dondurulmuş sikluslarda 15. gün Beta HCG ile gebelik testi yapılması önerilmektedir.
Bu nedenle tüp bebek tedavilerinde embriyo kalitesi ve seçimi kadar transferi yapan doktorun bu konudaki tecrübesi ve başansı da son derece önemlidir
Yaklaşık 3 hafta süren bu heyecanlı Yolculuk için ilk adımınızı şimdi atın!
Randevu AlDanışmak istediğiniz konularla ilgili en kısa sürede sizi arayalım.
Tüm hakları saklıdır © 2010 - 2024 Bahçeci Sağlık Grubu.