Başaracağınıza İnanın
1998 yılında evlendiğimde, eşim de ben de çocuk sahibi olma konusunda hiç aceleci davranmadık. 2004 yılına geldiğimizde ben hala çocuk konusuna çok sıcak bakmamakla birlikte eşimin artık bir çocuk sahibi olmayı arzuladığını hissediyordum. Ama nasılsa bir gün olacak diye düşündüğüm için tembellik yapmakta bir sakınca görmüyordum. Ta ki bir tesadüf eseri asla çocuğumun olmayacağını öğrenene kadar...
Bebeğimi 12. Denemede Buldum!
38 yaşındayım. 17 yıllık evliyiz. 15 yıl çocuk sahibi olabilmek için doktor doktor dolaştık. Tam 11 kez tüp bebek denemesi geçirdim. Belçika'da yaşıyoruz. Avrupa'da yaşadığımız ve bu konunun merkezi diye düşündüğümüz için umudu hep orada aradık... Sonunda çevremizin tavsiyesine, ailelerinin de çağrısına uyarak "bir de kendi vatanımızda deneyelim" deyip Türkiye'ye geldik.
Umut, Acı, İnat ve Zafer = EGE
Merhabalar, Başkalarının yaşam öykülerinin bizleri çok da ilgilendirmediğini sanıyorum. Hele bu öykü, biz çok sıkıntılı günler yaşarken, umudumuzu yitirmişken bir başarı öyküsü ise hiç de çekilmez olabilir diye düşünüyorum. O yüzden, benim de artık anımsamak istemediğim ayrıntılarla kimseyi sıkmak istemiyorum.
Bu Benim Hikayem
Altı yıl boyunca dur durak bilmeden verdiğim insan üstü mücadelemin hikayesidir. Sizlerle paylaşmadan evvel, lütfen kendinizi benim yerime koymanızı ve kararlarınız ne olursa olsun bir kez daha gözden geçirmenizi diliyorum. Şimdiden bir çoğunuzun "Ben bu kadarını yapamazdım" veya daha büyük bir azimle "Asla mücadelemden vazgeçmeyeceğim" dediğini duyar gibiyim. Hayatım değişiyor..
Önce Kanserle Sonra İnfertilite ile Başa Çıktım!
24 yaşında evlendim. Evlendiğimde ana okulu öğretmenliği yapıyordum. Çünkü çocukları çok seviyordum ve onlarla birlikte olmaktan keyif alıyordum. Galiba bulunduğum ortamın da etkisiyle hemen çocuğum olsun istedim. Eşimle karar verdik bebek sahibi olmaya. Ama aradan 8 ay geçmişti ve hala hamiye kalmayı başaramamıştım. Gerçi doktorlar 1 yıl bekleyin diyorlar ama..
Her Kadının Yaşamak İstediği bir Duygudur Annelik…
Her kadının yaşamak istediği bir duygudur annelik... Bazıları buna çok kolay ulaşırlar, hatta kimileri; istemeden zahmetsizce sahip oldukları bebeklerini acımasızca terk edip gider, kendi dünyalarında kaybolurlar. Nasıl bir duygudur onları bu duruma iten anlamak çok zor, hatta imkansız! Oysa anne olmak ne kadar da güzel bir duygu. İçinde her geçen gün biraz daha büyüyen bir varlığı hissetmek, ilk kıpırtılarını. her ay ona biraz daha yaklaşmanın heyecanını yaşamak. Bir mucizedir bu.
Herkese Sonsuz Teşekkürler
Her ne kadar doktorlar 30 yaşından sonra kadınların yumurta rezervinin hızla azaldığını ve kalitesininde şiddetle düştüğünü söyleseler de 32 yaşında evlendim ve eşimle hemen çocuk istedik. Evlendikten 4 ay sonra hamile kaldım. Tabii çok sevindik, hemen ailelere arkadaşlarımıza hatta sağır sultana bile söyledik. Bu tamamıyla tecrübesizlikten kaynaklanan bir hataydı. Bir şeyler netleşmeden bu kadar çok kişiye söylememeliydik.
Oğlum Kuzey Işık
Sonunda oğlum uyudu ve ben de size hikayemi yazacak zamanı buldum. Aslında; sonu güzel biten fakat çok sıkıntılı bir hikaye bu… Hikayeyi size anlatmak isteyişimin nedeni, bu işlerin hiçte kolay olmadığını bilmenize yardımcı olmak. Ama inanın her şeye değer, sonu güzel biten her olayda olduğu gibi...
Önce Bilinçli Bir Hasta Oldum; Sonra Bebeğimi Kucağıma Aldım!
Bizim hikayemiz Nisan 2007 yılında başladı. Eşimde sperm sayısı çok düşüktü. Bu yüzden tedavi ile çocuk sahibi olmamız gerekiyordu. Ayrıca yaşımın 34 olması tedaviye bir an önce başlamamızı gerektiriyordu. Bu yüzden 9,5 aylık evliyken merkez araştırmaya başlamıştık bile... Bir kaç merkez ile görüştükten sonra Bahçeci Kadın Sağlığı Merkezi’ne geldik.