• INTERNATIONAL PATIENTS
Xəstə Hekayələri
Umut, Acı, İnat ve Zafer = EGE

Merhabalar,

Başkalarının yaşam öykülerinin bizleri çok da ilgilendirmediğini sanıyorum. Hele bu öykü, biz çok sıkıntılı günler yaşarken, umudumuzu yitirmişken bir başarı öyküsü ise hiç de çekilmez olabilir diye düşünüyorum. O yüzden, benim de artık anımsamak istemediğim ayrıntılarla kimseyi sıkmak istemiyorum.

Kısa kısa anlatmaya çalışacağım; 1991 yılında 27 yaşında evlendim.
Korunmasız 1 yıl gebe kalamayınca Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine başvurdum. Rutin tetkiklerden sonra yapılan tubal insuflasyon sonucu 3 ay içinde gebe kaldım. Ancak bu gebeliğim tıbbi endikasyonla 19 haftalık iken sonlandırıldı. Sonraki aylarda gebe kalamayınca hepimizin yaşadığı yine rutin tetkikler, indüksiyonlar, inseminasyonlar, kaçınılmaz laparoskopi. Endoskopide konan endometriozis tanısı ve odakların yakılmış olması nedeniyle doğal yoldan gebelik için 6 ay bekleme. Bol yumurta, bol transfer, sonuç negatif. Türkiye’nin ilk dondurulmuş blastokist transferi, sonuç negatif.

Bahçeci Kliniğine başvurduğumda sanırım 6. denemeydi. Sonuç yok. 7. deneme, sonuç yok. Doktorum Prof. Dr.Mustafa Bahçeci ile bir görüşmemizde bir daha laparoskopi yapılmasına karar verdik. Endometriozis odaklarım büyümüş olabilirdi. 2. laparoskopi, şaşırtıcı sonuç. Endometriozisim yoktu. Ancak Mustafa bey oldukça üzgündü. ” Emel” dedi, “açık olan tek tüpünü de bağladım. Seni uyandırıp soramazdım ama tüpün içi sıvı dolu idi, bu sıvı kasılmalarla rahime akarak embriyoların tutunmasına engel oluyor olabilir.” Doktoruma güvenimde bir değişme olmadı ama doğal yoldan gebe kalma olasılığımın kalmaması sarsıcı bir durumdu.

Sonraki ilk denemede başarılı sonuç! Gebeydim. Yaşım 39, doğurduğumda olacak 40. Ucu ucuna başarmıştık. Amniyosentezde kızım olacağını öğrendim. Özenli bir gebelik dönemi. Pembe oda takımları hazırlandı. Gebeliğim 35 haftalık oldu. Denizli’deki doktorum 5 gün sonra kontrole çağırdı. Kontrolden bir gece önce bebeğin hareket etmediğini farkettim sabah doktora gittiğimizde acı gerçekle karşılaştık. 2 gün süren zorlu bir doğum.

Psikolojik olarak kendimi çok hızlı toparlamam gerekiyordu. 3 ay sonra Mustafa Bey’in kapısını tekrar çaldım. Bozulan hormonal dengemi oturtmak oldukça zaman aldı. Yarım kalan tedaviler, hiç başlanamayan aylar, preimplantasyon genetik tanı sırasında bozulan 8 tane embriyo. Bu tedavi sırasında karşılaşılabilecek her türlü aksilik sanki benim başıma geliyordu. Deneme sayısı ( sadece transferle sonlananlar) 10’u bulmuştu. Yarım kalanları saymadım.

Doktor Mustafa Bey asık bir ifade ile artık yumurtalarımın oldukça azaldığını söyledi. ” Olanlar yeter hocam” dedim. Beni fazla umutlandırmak istemediği için öyle davrandığını biliyordum. 2004 Kasım’ında tekrar gebe kaldım. Bu kez gebelik izlemlerim Bahçeci Kliniği’nde yapıldı. 18 Haziran 2005 günü 34 haftalık iken, her şey yolunda olmasına karşın aynı olayın yaşanma olasılığı olduğu için bebeğim sezaryenle alındı. Prematüre olduğu için aynı gün yoğun bakıma yatırıldı. Solunum sıkıntısı vardı. 1 hafta orada kaldı. 15 günlük iken uçakla Denizli’ye evimize getirdik. Zorlu geçen ilk 2 ay , sıcak bir yaz, lohusalık depresyonuna teğet geçmeler. Yavaş yavaş, ele gelen sevimli bir bebek ve kendine gelen bir anne.

Eminim benden daha zorlu süreç yaşayan infertilite hastaları olmuştur. Daha kolayını yaşayan da. Sonunda bebek sahibi olan da vardır, olamayan da. Tam bu noktada ne söylemem gerektiğini bilemiyorum. Başta da söylediğim gibi başkalarının yaşam öyküleri ne kadar sıkıcı ise öğütleri daha da beterdir. O yüzden öğüt verir gibi sözler de söylemek istemiyorum; Ben buyum sizi de siz seçeceksiniz…

Saygılarımla Dr. Emel ÖZDEMİR…..

WhatsApp
WhatsApp
Messenger
Sizi Arayalım

    Ən qısa zamanda sizə zəng edək:

    [dynamichidden utmForm "CF7_get_post_var key='title'"]