• INTERNATIONAL PATIENTS
Xəstə Hekayələri
Başaracağınıza İnanın

1998 yılında evlendiğimde, eşim de ben de çocuk sahibi olma konusunda hiç aceleci davranmadık. 2004 yılına geldiğimizde ben hala çocuk konusuna çok sıcak bakmamakla birlikte eşimin artık bir çocuk sahibi olmayı arzuladığını hissediyordum. Ama nasılsa bir gün olacak diye düşündüğüm için tembellik yapmakta bir sakınca görmüyordum. Ta ki bir tesadüf eseri asla çocuğumun olmayacağını öğrenene kadar… Bunu öğrendiğimizde 6 yıllık evliydik. Ben 33, eşim 34 yaşında idi. Zaman biz hesap edemeden geçmişti ve biz bu gerçekle yüz yüze kaldık.

Normal şartlar altında bir bebek sahibi olamayacağımı çok yakın bir arkadaşım olan Dr. Esra Saygılı Yılmaz sayesinde tesadüfen öğrendim. 1998 yılında yumurtalık kisti, ameliyatı oldum. Endometrium kisti (halk arasında çikolata kisti diye biliniyor) iki tarafı da sarmıştı. Masum ve basit bir ameliyat gibi görünüyordu, kurtulmam gerekiyordu, ben de hemen oldum. Böyle bir operasyon geçirdiğimi bilen arkadaşım Dr. Esra hemen durumumu araştırmak istedi. Oysa bana göre her şey olması gerektiği gibiydi. Düzenli kontrollerime gidiyordum, düzenli adet görüyordum. Ancak arkadaşım kan testi istediğinde şaşırmıştım çünkü o ana kadar hiç bu tarz testler yapılmamıştı sadece ultrason muayenesine girmiştim. Tabii test sonuçları çok kötü geldi.

O an bunların ne anlama geldiğini hiç bilmiyordum ama öğrenmem çok zamanımı almadı. Çünkü 39.93 çıkan FSH testinin ne anlama geldiğini Ankara’daki doktoruma sorduğumda aldığım yanıt bir kabus idi. Normal bir kadında FSH değerinin 5 ile 10 arasında olması gerektiğini söyleyip, 10’un üstünde bir değerde tüp bebek denenebileceğini, 20’nin çok kötü olduğunu, 25’in felaket, 30 ve üstünün menopoz olduğunu; bu şartlarda tüp bebek denemesinden bile söz edilemeyeceğini, asla kendi çocuğumu doğuramayacağımı belki yumurta bağışı konusunu araştırmam gerektiğini de ekledi… Hayatımda yeni bir sayfa açmıştı.

Tabii en acısı da, bu duruma 6 yıl önce geçirdiğim tamamen hatalı bir ameliyatın sebep olmasıydı. İçimde hem büyük bir kızgınlık vardı. İlk hissettiğim şey buydu, lanet okuyordum, kendime kızıyordum, benim gibi biri nasıl böyle bir hata yapabilirdi. Ama bunlar uzun sürmedi anlık duygulardı. Çünkü bu gerçeği hiç vakit geçmeden kabullenip önüme bakmam gerekiyordu. Ben de öyle yaptım, geçmiş defteri o anda kapattım. Ben de pozitif düşünmeliydim, kötü düşüncelerden kendimi uzak tutmalıydım ve öyle de yaptım. Önümüzde bizi bekleyen zor günler vardı buna konsantre olmalıydım. Eşimde bu duruma çok üzülüyordu onun ne kadar çocuk sahibi olmak istediğini zaten biliyordum. Dikkatimin dağılmaması ve psikolojimin daha da kötüye gitmemesi için bu durumu hiç kimseye söylememe kararı aldık eşimle birlikte. Sadece ben ve eşim biliyorduk durumu. Ve biz bu işin üstesinden gelecektik!

Biz Bartın’da oturuyoruz. Ulaşım açısından uygun olduğu için ilk denememi Ankara’da yaptım. Ama doktorum benim durumumdan pek ümitli değildi ya da benim boş yere fazla ümide kapılıp sonradan hayal kırıklığına uğramamı istemiyordu. Benim durumumda tüp bebek denemesinin olumsuzluklarından bahsetti. Ama ben inat etmiştim bir kere, tek bir yumurtam bile kalsa bununla tüp bebek denemesi yapacaktım ve hamile kalacaktım. Kararlı olduğumu gören doktorum tedaviye başladı. Zor bir süreç; iş yoğunluğum bir tarafta, yeni bir literatür öğreniyorsunuz, başka bir dünya… Çocuk sahibi olmayı sürekli erteleyen ben; şimdi nerelerde, ne mücadeleler veriyordum. Eşimle bu kadar çocuk istediğimizi bilseydik bu işlere daha önce kalkışırdık diye hayıflanıyoruz! Çok farklı yoğun duygular insanın içinde, olup olmayacağı merakı, sürekli yaşanan gelgitler….

İlk tedavimde çok ciddi hormon yüklemelerine karşın bünyem bunlara hiç cevap vermedi. Tek bir yumurta oluştu. Bana göre farketmezdi çünkü benim mantığım farklı işliyordu. Olacaksa zaten tek bir yumurtadan hamile kalınıyordu, o halde ben de bu tek yumurta ile başarabilirdim. O tek yumurta acaba kaliteli mi? Toplanırken bir problem olur mu? Döllenecek kalitede mi? Hadi döllendi diyelim, her gün hücre bölünmeleri olacak mı? Hadi bölündü, bir problem çıkmadan transfer olacak mı? Hadi transfer gerçekleşti, embriyo rahimde tutunacak mı? Hadi tutundu hamilelik devam edecek mi? Gittikçe zorlaşan engeller, zorlaştıkça artan heyecan… Sağlam bir psikoloji gerek her şeyden önce.

İlk denememde tek bir yumurta oluştuğu için doktorum protokolü iptal etmek istedi ama ben buna izin vermedim, sonuna kadar gitmeliydim. Ve tek yumurta ile transfer aşamasına kadar geldim ve transferim başarıyla gerçekleşti. Bu noktaya gelebilmek bile benim için bir mucize idi. Ve sonunda test günü gelmişti hatta bekleyemedim bir gün önce yaptırdım. HCG testi pozitifti! Yani hamileydim. Bu bir mucize idi, eşim şaşkındı nedense tam olarak sevinemiyordu. Sevinmek için biraz daha bekleyelim diyordu. Doktorumu aradım o bizden de fazla şaşırdı ve sevindi. Ancak değer limitteydi. Bir sonraki gün ne kadar yükseleceği önemliydi. Ama ben o anda hamileydim. Ertesi günü testteki yükselme yine pek tatmin edici değildi. Zaten bir kaç gün sonra da gebelik sonlandı.

Başladığımız noktaya geri dönmüştük. Sahip olduğunu bilip sonra kaybetmek ve belki de bir daha asla yaşayamama duygusuyla baş etmek çok zordu. Artık ailelerimiz durumu biliyordu. Ailem, hemen İstanbul’a gelmemi ve Bahçeci ekibine görünmemi istedi. Daha önce kuzenim de orada başarıya ulaşmıştı, aslında ben de ekibi çok iyi tanıyordum. Bahçeci ekibinden Dr. Esra Hanım’la ilk randevumuz çok sıcak geçti. Ona göre sabırlı olup doğru zamanı beklemeliydik. Yumurtalıklarım çok hasar görmüştü ve bunun tedavisi yoktu. Dr. Esra Hanım, bazı ilaçlar verdi ve Dr. Murat Bey’e görünmemi istedi. Benim kilom gayet iyiydi, beslenme alışkanlıklarımda fena sayılmazdı. Ancak her ihtimali değerlendirmek gerekiyordu. Murat Bey tanıştık. Benden bazı testler istedi.

Durumumla pek de ilgili gözükmüyordu istediği testler ama sorgulama zamanı değildi doğru adreste olduğumdan emin olduğum için bu ekibe teslim olmuştum. Murat Bey’in istediği testlerin sonucunda bazı gerçekler aydınlandı. Ben de gluten duyarlılığı ve şekere yatkınlık vardı. Şeker değerlerim çok değişkendi ki bu hamilelik için iyi bir şey değildi anladığım kadarıyla… Oysa ben ilk denememde genelde kan şekerim çok düşük olduğu için bazı sıradan testler yaptırmıştım kendi isteğimle ve orada da kan şekerim düşük çıkmıştı ama dikkate değer bir şey olmadı. Ve tabii ki endometrium hastalarının beslenme şekli. Kanıtlanmış bir şey yoktu ama bu beslenme şeklinin bana bir zararı da olamazdı ve bizim tüm ortak faydaları bir araya toplayarak başarıya ulaşmamız gerekiyordu. Bu amaçla yola koyulduk. Dr. Murat Bey bana bir beslenme programı hazırladı. Şu ana kadar ki tüm beslenme alışkanlıklarımı bir kenara atıp yepyeni bir sistem öneriyordu. Önce lafta kolay gibi görünse de uygulaması gerçekten zordu.

Hayvansal gıdalar hiç yok, arada balığa izin var, içerisinde un olan yiyeceklere elveda, gluten duyarlılığı var. Artık geriye ne kaldığını siz düşünün. Söylediklerini harfiyen büyük bir dirayetle yerine getiriyordum. Esra Hanım’la da her ay bir araya geliyorduk. Kontrollerimi yapıyor ve doğru zamanı bekliyorduk. Her ay tamam bu sefer başlayabiliriz diyordum kendi kendime ama nedense Esra Hanım hep erteliyordu. Aradan 3-4 ay geçtikten sonra “tamam bu ay deniyoruz” dedi. Her şeyimle hazırdım yeni bir denemeye. Kendimi tüm negatif gelişmelere karşı da hazırlamıştım. Ve başladık. Her seferinde Esra Hanım’ın müthiş moral veren ve destekleyen halleri ve sözleri benim pek alışık olmadığım yaklaşımlardı. Bu motivasyonu ben kendi kendime yapmaya çalışırken ekipten böyle bir motivasyon gelmesi bana çok iyi gelmişti. Artık hiç bir şey düşünmek durumunda değildim.

Kendimi iyi hissetmemi bile onlar sağlıyordu. Eh ben de bu konuda zor bir hasta değildim. Tabii bu psikoloji aynen tedaviye de yansıyor. Esra Hanım doğru zamanı bulma konusunda çok iyiydi. İlk denememe göre tam 5 adet yumurtam oluşmuştu. Bu gerçek bir mucize idi benim için. Bu sefer olacaktı bunu hissediyordum ve biliyordum. Asla olmayacağını düşünmedim. Biraz da inat ediyordum bana yumurta bağışı öneren doktorlara. 5 tane embriyo oluştu. Bunlardan 2 tanesi transfer edildi. Bahçeci ekibinde tüm doktorların işleri farklı. Takip eden, yumurta toplayan, dölleme işlemini yapan, transferi yapan…

Herkesin işi farklı ve hepsi kendi işlerinde mükemmel ve en önemlisi hepsi bu işe inanıyor , müthiş bir inançları var. Ben önce yumurta toplama işleminin başka bir doktor tarafından yapılacağını öğrendiğimde tedirgin olmuştum. Biz Esra Hanımla ne çabalardan sonra bu aşamaya gelmiştik, bilmediğim ya da daha önce görmediğim birine teslim olacaktım; aynı şey transfer için de geçerli idi. Ama Esra Hanım bu konuda beni rahatlattı ve kendi sistemlerini anlattı. İşte tüm bu detaylar bu ekibi ekip yapan ve başarıyı sağlayan detaylar. Bilimsel açıdan deha olan doktorlar için bazen işin insani yanı aynı derecede önemli olmayabiliyor.

Olayın insani boyutu karşınızdakinin duyguları, bir doktor için çok da önemsiz görünen bazı konuşmalar hasta için aynı şeyleri ifade etmiyor olabiliyor. Transferden hemen önce Süleyman Bey yanıma gelip elimi tutup bana gerçekten o anda ihtiyacım olan şeyleri söylediğin de bu ekibin ne kadar insancıl ve yaptıkları işe ne kadar inançlı bir ekip olduğunu bir kez daha anladım. Bu adamı hayatımda ilk defa görüyordum, ve benim için en önemli ve duygusal açıdan en hassas olduğum bir anda en doğru ve hassas kelimelerle bana içerisinde bulunduğum durumu açıklıyordu. Ve benim en ihtiyacım olduğu bir anda bir başkası bana o anda ulaşamayacakken…. Mutluydum sonuç ne olursa olsun, mutluydum.

Test yaptırma günü gelene kadar ailemin yanında kaldık, artık heyecanımı paylaşacak insanlar etrafımdaydı ve kan vermeye eşimle birlikte gittik. İkimizde birbirimize belli etmesek de o aralıktaki zamanı nasıl geçireceğimizi bilemiyorduk. Bir yerlere sığamıyorduk. Sokaklarda gezdik. Eve geldiğimde telefonumun kapalı olduğunu fark ettim. Adana’daki doktor arkadaşımdan haber geldi. Esra Aksoy bana ulaşamayınca Adana’dan onun da yakından tanıdığı adaşını aramış müjdeli haberi vermiş.

Doktorum bana ulaşmıyor ve müjdeyi vermek için her yolu deniyor. Düşünün bunu kim yapar. Ancak benim yerime sevinen biri yapar. Hamileydim. Üstelik değer çok yüksekti ve çoğul gebelik olasıydı. Kliniğe gittiğimizde artık yeni bir süreç başlamıştı bizim için. Hamile kalmak benim için rüya gibi bir şeydi. Geçmişi geleceği düşünemiyordum sadece o an; hamileydim işte! 39.93 FSH ile hamile kalmıştım, üstelik ikiz.

Gebelik sürecim mükemmel geçti. Çok mutlu bir hamileydim. Hamilelik sürecinde de yine Murat bey ve Esra Hanımın kontrolündeydim. Açıkçası onların söylediklerine bire bir uydum. Özellikle beslenme konusunda çok dikkatli gittik. İkiz gebeliklerde erken doğum riski olabileceği veya 36 haftalık doğabilecekleri için gelişimlerinin ve beslenmenin çok iyi olması gerekiyordu. Bundan sonraki hedefimiz onları sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmek ve yardım almadan dış dünyaya uyumlarını sağlamaktı. Bu konuda Murat Bey’in ve Esra Hanımın disiplinini ve motivasyonunu tarif etmem imkansız.

Etrafımdaki insanlar bana hep “bunlar en rahat günleriniz bebekler doğunca görürsünüz” dedikleri zaman içten içe kızıyordum. Benim için önemli olan hamile kalmaktı ve bebekleri sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmekti. Bunun ötesinde hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Eşimde bende çok heyecanlıydık. İsim bile bulamadık bebeklerimize, doğuma kilitlendiğimiz için başka hiçbir şey düşünmek istemiyorduk. Kızım 2.750 kg., oğlum 2.500 kg doğdular. Onları ilk gördüğümde tenis maçı seyreder gibi oldum, birini sağıma birini soluma yerleştirdiler. Müthiş; benim kelimelerim ifade edemez bu duyguları anlatmaya.

Yaşamadan tarif etmek imkansız! İkiz bebekleri emzirmek genelde zor gelir. Etrafımda ne kadar ikiz sahibi veya yakını varsa bana ‘boşuna uğraşma, emziremezsin, moralini bozma’ diye tembihlemişlerdi doğumdan önce. Bu konudaki başarımı da Esra Hanım’a borçluyum. Beni emzirme konusunda öyle bir motive etti ki ikizlerim tek bebek gibi emdiler, şu anda 11 aylıklar ve halen son sürat emmeye devam ediyorlar bu sayede çok da sağlıklı ve mutlu bebekler. Ve ben bunu da Esra Hanım’a borçluyum. (Teşekkürler Esra Hanım) Mimarım ama işlerimi askıya aldım. Şimdi bebeklerimle ilgileniyorum ve çok da mutluyum.

Bahçeci ekibini öneriyorum. Sabırlı olmayı, çıktıkları yolda inançlı olmayı, pozitif düşünce içerisinde olmalarını öneriyorum. Ben de, kliniğin bekleme salonunda sıramı beklerken bu tür başarı yazıları okuyordum. Bu yazıları okuyorsanız zaten doğru adrese yönlenmişsiniz demektir. Artık bundan sonrası, güvenmek ve sizden istenenleri harfiyen yerine getirmek ve olumlu düşünmektir. Ben başardıysam, benim gibi başaran başkaları da varsa siz de başaracaksınız demektir. Önce buna inanın sonra iyi şanslar!

WhatsApp
WhatsApp
Messenger
Sizi Arayalım

    Ən qısa zamanda sizə zəng edək:

    [dynamichidden utmForm "CF7_get_post_var key='title'"]