Evliliğimizin ilk yıllarında çocuk istemedik; gezelim, eğlenelim, evliliğimizin tadını çıkaralım dedik. Tam olarak çocuk isteği olmasa da yaşlarımız 30 olmuştu, artık bizimde bir bebeğimiz olsa mı acaba dediğimizde ve adet düzensizliğimin en kötü olduğu zamanlarında hamile kalmıştım ama maalesef düşükle sonuçlanmıştı. O güne kadar olmayan ama artık zaman geçiyor diye çocuk sahibi olma isteği, onu kaybedince içimize düşmüştü. Düşük sonucu gittiğim hastanede PKO olduğumu öğrenmiştim. Sonra 2 sene geçmişti ama hamile kalamadım. Geçen bu 2 senede internetten okuduklarıma göre hamile kalabilirdim ama zamana ihtiyacım vardı.
Çevremdekiler hadi artık çocuk yap, olmuyorsa çaresine bak tedavi ol dedikçe moralim bozuluyordu. Tedaviye ihtiyacım olmadığını düşünüyor ve tedaviyi kabullenemiyordum. İşyerinden arkadaşım bir hastanenin tüp bebek merkezinin telefon numarasını masama bıraktığında, o an hiç anlam veremesem de hatta kızsam da artık doktora gitmem gerektiğini kabullenmiştim ama nerden başlayacağımı da bilmiyordum. Maddi olarak uygun olduğu için o hastanede tedaviye başladık, IUI tedavileri negatif sonuçlanmıştı ve tüp bebek için yine o hastaneden rapor çıkardık. Ancak o süreçte yaşadığımız negatif sonuçlar ve tutumlar beni güvensiz ve aşırı endişeli bir insana dönüştürmüştü.
Eşim bana Ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapacağız da, olacak çocuğumuz, çocuğumuz olmasa da beraberiz, mutluyuz, sağlıklıyız” dese de bebeğimin olması için dualar ediyor, Allah ol derse olur her şey Allah’ın takdirinde diyordum. Ama iki gün sonra yine kaygılanmaya başlıyordum. Çok bunaldığımda eşimle konuşup rahatlıyordum. Bu süreçte eşinizden başkası derdinize çare olamıyor maalesef. Artık raporumuzu çıkartıp klinik aramaya başladığımızda internetten yaptığımız araştırmalar sonucunda raporu da kullanabileceğimiz Bahçeci Umut kliniğine karar verdik. Ama emin olmak için önce başka kliniklerle de görüştük. En son Bahçeci Umut Tüp Bebek kliniğine görüşmeye geldiğimizde görüşmek istediğimiz doktorun ayrıldığını öğrendik, biraz moralimiz bozulsa da görüşmeyi yapalım dedik ve eşim sonradan çok sevdiğimiz ve güvendiğimiz sevgili Cem Çelik’le görüşmek istedi.
İyi ki de onu seçmiş. Odasına girdiğimiz ilk 10 dakikada inanılmaz pozitif elektrik aldık ve hemen o gün muayene oldum. İnternetten ve diğer kliniklerden öğrendiğimiz her şeyi tek tek sorduk. Aldığımız her cevapta kararımız daha da kesinleşiyordu. Sonuçta kendisini sevmiştik ve aramızda güzel bir hasta-doktor ilişkisi oluşmuştu. Evet, burada tedavi olacaktık ve doktorumuz Cem Bey olacaktı. Doktorumuz bize kliniğin en yeni teknolojileri kullandığını, laboratuvar ve ekiplerinin çok iyi olduğunu, tedavinin bu üçlünün başarısı olduğunu hatta doktorun payının %10-20 olduğunu söylemişti.
Ama çok yanılıyor sevgili Cem Çelik. Çünkü bizimle olan iletişimi, sakinliği, sabrı, güler yüzü, bilgisi ve en önemlisi verdiği güven (biliyorum ki doktoruna güvenmelisin; internet araştırmalarını, makale okumaları bıraktık, kendi üstüme düşeni yaptım sadece, ilaçları zamanında kullanmaktan başka bir şey düşünmedim) ile rapor alma sürecinde travmaya dönüşen tedaviler sonrasında Cem Bey ilaç gibi gelmişti. Öyle ki artık her muayeneye keyifle sohbet etmeye gidiyorduk sanki.
Cem beyin eşimle yaptığı sohbetler eşimi bu sürece daha da dâhil ediyor, gelmesi zorunlu olmayan günlerde bile muayenelere gelmesini sağlıyordu. Tabi ki bu da benim işime geliyordu. Tedavinin her aşamasında bilgi veriyor, sorularımızın cevabını geçiştirmeden tekrar tekrar anlatıyor, tüm sonuç ve olasılıklarını söylüyordu. Her aradığımda ulaşabiliyordum, müsait olmadığı durumlarda telefona cevap veremediğinde kendi arıyordu. Konuştuğumuzda bizimle ilgili tüm detayları hatırlıyor ve bize hatırlatma gereği bırakmıyordu. İşine ve hastalarına gösterdiği özen güvenimizi daha da artırıyordu.
Tedavinin başından sonuna kadar güler yüzlü, sıcak kanlı, pozitif bakış açısına sahip doktorumuz her zaman yanımızda oldu. Eşimden sonra en büyük destekçim oldu, istatistiklerle ve olasılıklarla bilimsel olarak bizi pozitif sonuç alacağımıza inandırdı ve çok şükür Allah’ın izniyle öyle de oldu. Şimdi bebeğimin gözlerine bakıp ellerini öptükçe, kokusunu içime çektikçe kalp atışlarım hızlanıyor. Yüce Rabbime sonsuz şükürler ediyorum. Yüce Rabbim bu duyguyu isteyen herkese nasip etsin inşallah. Ebru hemşire başta olmak üzere diğer tüm hemşirelere, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Sevgili doktorumuz Cem Çelik. Kalbimizde her zaman özel bir yeriniz olacak.
Biz evlat kokusuna hasret anne adaylarına büyük özen hassasiyet ve tıbbi bilgi ve birikimle yaklaşan değerli bahçeci, bu tarifsiz mutluluğu bize yaşattınız. Buraya sayfalar dolusu teşekkür cümleleri yazsak az olur. Bir insanın olabileceği en güzel yerde; dualarımızdasınız. İyi ki varsınız.
Saliha ÖNEN