24 yaşında evlendim. Evlendiğimde ana okulu öğretmenliği yapıyordum. Çünkü çocukları çok seviyordum ve onlarla birlikte olmaktan keyif alıyordum. Galiba bulunduğum ortamın da etkisiyle hemen çocuğum olsun istedim. Eşimle karar verdik bebek sahibi olmaya. Ama aradan 8 ay geçmişti ve hala hamiye kalmayı başaramamıştım. Gerçi doktorlar 1 yıl bekleyin diyorlar ama.. ben bir şeylerin yolunda gitmediğini düşündüğüm için hemen doktora gitmeye karar verdim. Neredeyse 2 yıla yakın doktora gidip geldim. Birtakım tedaviler gördüm ama sonuç alamıyordum. Gittim merkezde laparoskopi yaptılar. Tekrar 5 – 6 ay ilaçla tedavi oldum. İki kere aşılama denendi. Bu arada çok fazla sancım vardı. Adetlerim çok düzensiz ve ağrılı oluyordu.
Yeni bir merkezde denemeye karar verdim. Uzun süre araştırdım ve bu konuda pek çok kişinin referans ettiği Prof. Dr. Mustafa Bahçeci’yi buldum. İlk tetkiklerde doktorum, problemimin “endometriozis” olduğunu söyledi. Şimdiye kadar yapılan pek çok tetkik ve tedaviye rağmen teşhis edilmemiş kistlerim de olduğunu öğrendik. Bunun için laparoskopi ameliyatı oldum. Sonra bir süre herşeyi kendi haline bıraktık. Menopoz tedavisine alındım. 6 ay hormon tedavisi gördüm. Kış günü sokaklarda yarım kollu bluzlarla dolaşıyordum. Çok sıkıntılarım oldu.
TÜP BEBEK TEDAVİSİNDEN KANSER TEDAVİSİNE…
Sonra Mikroenjeksiyon yapılması kararlaştırıldı. Hazırlıklarımızı sürdürürken, ben kendimi çok kötü hissediyordum. Sinirli ve stresli. Tedaviden kaynaklandığını, psikolojik destek almam gerektiğini düşündük. Ama bu arada yine içim rahat etmedi. Yine agresif ve saldırgandım. Uyku düzenim de bozulmuştu. Bahçeci, “Bir şey olduğunu sanmıyorum ama senin yine de tiroid hormonlarına baktıralım” dedi ve beni Alman Hastanesi Başhekimi ve tiroid cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Erol Düren’e gönderdi. Erol Hoca, muayene eder etmez bir kitle teşhis etti ve hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Çok şaşırmıştım. Gerçi kendi titizliğim ve endişelerimle başka bir hastalığımın teşhisi konmuştu. Ameliyat oldum ve alınan parçadan tiroid kanseri olduğum anlaşıldı. Bebek sahibi olmak için yola çıkmıştım. Karşıma sürekli engeller çıkıyordum ama bu son teşhisle allak bullak olmuştum. Doktorlarım 2 yıl boyunca çocuk lafı etmemem gerektiğini söylediler. Kanser olduğuma değil, bebek sahibi olmak için verdiğim savaşın ortasında kaldığıma çok daha fazla üzülmüştüm.
Radyoaktif iyot tedavisi aldım. Bir hafta hastanede de karantinada yattım. İyot aldıktan sonra hiç kimseyle temasta olmamanız gerekiyor. Sonunda, Prof. Dr. Düren başkanlığında, Dr. Onur Bey’in mükemmel bir ekip çalışması sonucu kanser tedavim tamamlandı.
İLK DENEMEDE HAMİLE KALDIM
Sonunda beklemem gereken süre doldu. Hiç zaman kaybetmeden bebek sahibi olmak yolunda verdiğim savaşa döndüm. Neyse ki, yine çok iyi bir ekip çalışması ile ilk tüp bebek denemesinde başarılı sonuç aldık. 3 Ağustos’ta hamile olduğumu öğrendim. Benim için yorucu ve uzun bir yolculuk olmuştu. Ama sonunda başardım. 3 Nisan 2001’de kızım Yasemin dünyaya geldi. Eşim ve ben de yeniden dünyaya geldik. Gerçekten, bir evlat sahibi olmak çok çok güzel.
Yaşadığım onca zorluğa rağmen çok da keyifli bir hamilelik geçirdim. Problem yaşamadım ve rahat rahat yedim içtim. 33 kilo aldım. Gerçi sonrada biraz kilolarımla da savaşmak zorunda kaldım. Ama şuna inanıyorum: Her şeye değer.. İkinci bir bebeğim neden olmasın!